Bursa doğa sporları konusunda çok şanslı…
Denize girebilirsin, kayak yapabilirsin, doğa yürüyüşüne çıkabilir, botanik gözlemde bulunabilirsin…
Paraşüt ile atlama, dalma, bisiklet, dağ tırmanışı… Daha pek çok sporu keyifle yapabileceğimiz bir şehirde yaşıyoruz.
Aynı zamanda karavan turizmi de her geçen gün gelişiyor…
Şimdi de tüm bunlara, ekstrem sporların en fazla ilgi çekeni olan rafting eklendi.
Bursa’nın ve Marmara’nın tek rafting parkuru ise Orhaneli’de.
***
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nden Orhaneli’de rafting yapmak için davet alınca açıkçası çok heyecanlandım, hep yapmak istediğim bir şeydi.
Bu arada parkurun açılışı haziran başında yapıldı.
Bölgeye ulaşımın kolay sağlanması amacıyla yol yapım çalışmalarında Bursa Büyükşehir Belediyesi yoğun bir çalışma yürütmüştü…
Ve Büyükşehir’in organizasyonuyla önceki gün gazeteci ve iletişimci arkadaşlarla Orhaneli’ye doğru yola çıktık.
İlk durağımız ‘Orhanili Kadın Kooperatifi’ oldu.
Kooperatifin güler yüzlü üyeleri, elleriyle açtıkları gözleme, ev yapımı doğal reçelleriyle bizi ağırladı. Buradaki üretici kadınlar, gözlemeden baklavaya, salçadan turşuya, reçele, organik bir şekilde ürün üretip satış yapıyorlar.
Kahvaltıdan sonra ‘Karagöz Piknik Alanı’na geçildi. Doğal bir cazibe merkezi olmuş burası…
Karavancıların da yer aldığı piknik alanında, Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt harika bir ev sahipliği yaptı.
Başkan Aykurt, orman içinde yaptıkları 15 adet Bungolov evleri ve bugün faaliyete geçecek restaurantı gezdirerek şunları söyledi:
“Bizler göreve geldiğimizde dedik ki Orhaneli doğanın ve doğal insanların şehri. İnşallah bu anlamda emin adımlarla ilerlemekteyiz. İlçemize değer katmaktayız. Rafting ve diğer turizm etkinlikleriyle inşallah ilçemizi çok iyi noktalara getireceğiz.”
Bunun haricinde spor alanları, halı saha, voleybol sahası, çocukların at binebilecekleri yerler ve otopark ‘da yapılacak. Karagöz Piknik Alanı içinde yapılan Beyce Doğal yaşam Merkezi’nin hayırlı olmasını diliyorum.
***
Daha sonra rafting yapmak üzere Kocasu Deresi’nde kurulan, Marmara Bölgesi’nin tek rafting parkuruna geçtik.
Rafting tutkunları için son derece ideal bir yer.
Yaklaşık 8,5 km uzunluğundaki parkurda rafting yapmak 1,5 saat sürüyor.
Can yeleklerimizi, kaskımızı taktık.
Kürek nasıl tutulur, güvenlik nasıl sağlanır, suya düşülürse nasıl hareket edilir? Bunların eğitimini aldıktan sonra ardından altışarlı ekiplere bölündük.
Bir elimizde düşürmemeniz gereken küreğin sapını sıkıca kavramıştık. Rehberimizin komutuyla hızla ileri kürek çekiyorduk bir yandan da diğer bottaki arkadaşlar birbirlerine su atarak ıslatarak şakalaşıyorduk.
Çok keyifliydi. En başında biraz tedirgindim ama zamanın nasıl geçtiğini bile anlamadım.
Rafting botu hızlandıkça, nehrin üzerine sarkmış ağaç dallarının riski büyüyordu. Tehlikeye karşı birbirimizi sık sık uyarıyorduk: “Dikkat, ağaç!” İkazla herkes karnının üzerine eğilip yüzünü kolluyor, dallar kaskın üzerine çarpıp geçiyordu.
Bana sorarsanız, çok zevkliydi.
Doğayla iç içe olmanın yanı sıra, takım çalışması ve spor disiplini aşılıyor. Herkese tavsiye ederim. Bursa’da bu imkân sağlanmışken en az bir kez denenmeli.
***
Sonrasında Sadağı Kanyonu’na geçtik.
Doğal güzellikleri ile dikkatleri üzerine çeken kanyonun Bursa'daki en ünlü tabiat parkı olduğu bilinen bir gerçek.
Yürüyüş parkurunda ilerlerken kendimi farklı bir dünyada hissettim.
Hangi tarafa kafamı çevirsem doğanın cömertçe sergilediği muhteşem güzellik karşısında şaşkınlığımı gizleyemedim.
Yanı başımızda akan dere ve kafanızı nereye çevirseniz harika bir doğa.
Kanyonun uzunluğu 12 kilometre. Girişte yer alan köy evinde biraz dinlendikten sonra dönüşe geçtik.
Bursalılar olarak çok şanslıyız. Yazı ayrı kışı ayrı güzelliklerle dolu, kıymetini bilelim!