İyi, kötü, ahlak, vicdan kavramları çok eski yıllardan beri tartışma konusu olmuş, sağlıklı bir toplum yapısının oluşması çabasında çok önemli bir yer edinmiştir.
Bu kavramların tanımı nedir, kişiden kişiye yoruma ne kadar açıktır?
Veya ‘iyi insan’ ve ‘kötü insan’ı neye göre tarif ederiz? Bunun kriterleri nelerdir ve bu kriterleri kimler, hangi koşullar belirlemektedir?
İlk insan, yani mağara döneminde ahlak kavramından bahsedemeyiz. İlk insanların tek amacı Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi’nin en alt tabanında bulunan fiziksel ihtiyaçlardı: Yiyecek, su, barınma, dinlenme. Yani hayatta kalma mücadelesi.
İhtiyaçlar doğrultusunda yapılan icatlarla birlikte yaşam şartları da değişti.
Avcılıktan, tarıma geçildi. Bu durumda kadın ve erkeğin ev-dışarı rolleri biçim değiştirdi. İşin içine değerli madenler girdi, para bulundu. İhtiyaç fazlası üretim (birikim) ortaya çıktı.
Tüm bu sosyo-ekonomik koşulların değişmesiyle insan değişti, güç dengeleri bozuldu.
İnsanın değişmesi, metanın ilişkilere etki etmeye başlaması ile de ahlak gibi bir takım kavramlar, toplum düşünürleri tarafından irdelenmeye başlandı.
Bu gelişmelere paralel olarak kişilerin ve toplumun kendini ifade etme ihtiyacından sanat ortaya çıktı.
Tiyatro da tarihten bugüne kadar gelişerek varlığını sürdürdü.
Tüm bu kavramlar değişik hikâyelerle sahneye aktarıldı; izleyicinin bakış açısının genişletilmesine imkân sağlandı.
*****
BUMKAD’ın (Bursa Mühendis Kadınlar Derneği), geçtiğimiz günlerde sahneye koyduğu Entrikalı Dolap Komedyası oyunuyla, yalan ve hilenin sonunun nerelere gidebileceği, çıkar çatışmaları, menfaatler gibi durumlar komedi türüyle aktarıldı.
Yunus Emre Gümüş’ün yazdığı, Arzu Tan Bayraktutan’ın yönettiği oyun Ekip İşi Tiyatro tarafından Podyum Sanal Mahal’de izleyicilerle buluştu.
BUMKAD, Global Shapers Bursa Hub ve Ekip İşi Tiyatro’nun işbirliği ile gösterilen oyununun gelirlerinin kadın mühendis adaylarına burs olarak aktarılacağı bilgisi takdirle karşılandı.
Oyuncu kadrosunun gönüllü amatör oyunculardan oluşması hem şaşırttı hem de hayranlık uyandırdı. Son günlerde izlediğim en iyi oyunlardan biriydi ve oyuncular yetenekleriyle büyük takdir topladı. Oyun sonrası konuşma yapan BUMKAD Başkanı Ülfet Öztürk, oyuna gösterilen ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getirip, “Buradan elde edilecek gelirle 10 kadın mühendis adayımızın 1 yıllık eğitimlerine destek olacağız. Cinsiyet eşitliği, nitelikli eğitim ve eşitsizliklerin azaltılmasına katkı sağlamaktan mutluluk duyuyoruz” ifadelerine yer verdi.
“İyilik mi, kötülük mü? Seçim yapmak durumunda kalsaydınız hangisini seçerdiniz?” sorusunun temel alındığı hikâye, kötülüğün seçilmesi durumunda olayların nerelere evrildiği anlatılıyor.
Oyunda, “şeytan dürttü” inanışının altında yatanın, aslında insanın içinde her zaman var olan ve her daim ortaya çıkmaya hazır halde bekleyen “kötülük”ün olduğu müthiş bir üslupla anlatılmış.
Çıkarlar çatıştığında ya da menfaatlerimiz söz konusu olduğunda eylemlerimize yön veren nedir? Bu eylemlerimize neye göre karar veririz?
İşte bu bizim, dünyaya bakış açımızı, yaşama yüklediğimiz anlam biçimine göre yol alır.
Bu karar aşamasında menfaatleriniz, ahlaki değerlerinizin önüne de geçebilir, arkasında da kalabilir.
Kimsenin doğuştan iyi ya da kötü olmadığı, eylemlerini, içinde bulunduğu koşullar ve öğrenmişlikleriyle biçimlendirdiği gerçeğinden yola çıkarak, ‘iyi’ ve ‘kötü’nün bilinçli bir tercih olduğunu net olarak söyleyebiliriz.
Tüm bunları oyunlaştırarak izleyiciyle buluşturduğu için BUMKAD ve Ekip İşi Tiyatro’ya teşekkür etmeden geçemeyeceğim.
Emeğinize sağlık…