Kadına ve çocuklara karşı işlenen suçların son günlerde artış göstermesi üzerine, gözler 2024'ün başlarında ceza caydırıcılığı konusunda reform hazırlığını gündeme getiren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a çevrilmişti.
Yaptığı açıklamalarla gündemin baş aktörü haline gelen Yılmaz Tunç bugün Bursa’da.
Eminim ki muhabir arkadaşlar konuyla ilgili soruları Tunç'a yöneltecektir!
DEDİKODULARA CEVAP
Yapısal reformlar elzem bir noktada ve yaşanan her olayda daha da gün yüzüne çıkıyor.
Adalet Bakanı Tunç'un AK Parti Genel Merkezi önünde basına yaptığı açıklamalarını bu açıdan önemli buluyorum.
Bakan Tunç, manipüle edilen birçok konuya açıklık getirdi.
‘Cezaevleri dolu olduğu için hükümlüleri dışarı bırakıyorlar’ söylemlerine karşılık olarak; “Cezaevi dolu diye bir suçlunun cezaevine alınmaması gibi bir durum söz konusu olamaz. Onun tedbirlerini devlet alır. Bu noktada zaten gerekli tedbirleri de alıyoruz” dedi.
KANAYAN YARA: İYİ HÂL İNDİRİMİ
Konunun ana haber kaynağı olan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un açıklamaları toplumun sinir uçlarıyla oynandığı şu günlerde spekülasyonların önüne set çekti. Cezalarda alt ve üst sınırların olduğunu hakimlerin bu sınırlar çerçevesinde karar verdiğine değinen Tunç, “İyi hâl indirimi olduğunda bazı suçlar bakımından özellikle kamuoyunun bir tepkisiyle karşı karşıya kalıyoruz. Bu durumda bunu tekrar yeniden bir gözden geçirmemiz gerekir. Bazı suçlar bakımından denetimli serbestlik uygulanır mı, uygulanmaz mı? Bunu yine ceza hukukçularımızla konuşmamız gerekir. Kasten öldürme suçları, işte kasten yaralama suçlarında özellikle denetimli serbestlik uygulamalarının toplumda eleştiriye neden olduğunu görüyoruz. Tüm bunları dikkate almak durumundayız. Ve özellikle toplumu suçtan korumalıyız. Zaten ceza hukukunun, ceza adaletinin amacı toplumu suçtan korumaktır. Bu anlamda suçun işlenmesini önleyici tedbirler oldukça önemlidir. Gerek eğitim çalışmaları, gerek aileye yönelik bilgilendirme çalışmaları ve suç işlendikten sonra soruşturmanın etkin bir şekilde yürümesi gerekir" ifadelerini kullandı.
OLANLARA ŞÜPHEYLE BAKILMALI
Yaşananlara soğukkanlı ve uzaktan bakmamız gerektiğini düşünüyorum.
Zira yaşananlar ülkede istikrarsızlaştırma çabalarının düğmesine basılmış şüphesini kuvvetle muhtemel hâle getirdi.
Özellikle fahiş yargılama hatalarına bu gözle bakılmalı ve bu tip toplumu kızdıran hukuksuz kararlara imza atan kişilerin de üzerine gidilmeli.
Suçluyu olduğu kadar suçluya hak ettiği cezayı vermeyen hakimler de incelenmeli.
Gündemde olan adalet reformu cezalarla değil yargılama usulleri ve yargıçları da kapsamalı!
ERDOĞAN TEYAKKUZDA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın; “İsrail gözünü Türkiye'ye dikecek” sözlerinin ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, savaş riski olup olmadığı konusunda TBMM’ye bilgi verilmesini talep etmişti. Sonrasında Meclis kapalı oturumla toplandı. Siyasi kariyeri boyunca politikada Türkiye'yi gücünün ötesinde temsil eden ve maharetle hareket eden Erdoğan tehlikeye karşı duyarsız kalmadı.
Umarız gizli oturumda İsrail tehlikesi ve yapılacaklar enine boyuna tartışılmıştır.
Taraflı tarafsız hatta karşı taraftakilerin bile üzerinde hem fikir olduğu gibi ülkemiz bu ateş çemberindeyken Erdoğan'ın tecrübesine ihtiyaç var!