İletişimin yer çekimi kanunu diyebileceğim 'Gündem Belirleme Kuramı' dünyanın hiçbir yerinde ülkemizdeki kadar değişik şekillerde kullanılmamıştır!
Medyanın dördüncü güç olduğu yerden, medyanın eşitler arasında birinci (primus inter pares) haline geldiği bir dönemdeyiz.
Tüm meslek grupları, işinin ehli olmaktan uzaklaştığı için medyanın yönlendirmesine açık, muhtaç ve önünde eğilmiş durumda.
Sosyal medya da sıradan tabir ettiğimiz kişilerin eline verilmiş bir ışın kılıcı haline geldi.
Tabiri caizse sosyal medyadaki durum:
Kifayetsiz muhterise krallık vermişler, babasını kesmiş noktasında.
Öyle ki ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanının kendi başına gelen bir olayı, kendi ağzından anlatması yeterli gelmiyor ve kanıt sunmaya zorunlu hissettiriyor.
Kafamızdaki dünya resminin kitle iletişim araçları içerisinden gelen enformasyonla biçimlendiğini bildiğimize göre gündemimiz Özgür Özel'in ayağından daha kırık!
Öyle ki CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kırılan ayağının röntgen filmlerini paylaştı.
Özel, silahla yaralandığı iddialarına tepki gösterdi.
Bu da yetmedi doktorlardan görüşler alındı röntgende kırık olduğu doğrulatıldı.
Absürt ama filmleri inceleyen uzman isim; "Parmak kemiklerindeki kırığı gördüm” dedi.
HEPİMİZ TEPKİ VERMELİYİZ!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, ayağının kırılmadığı, aslında silahla vurulduğu iddiaları ortaya atılmıştı.
Özel, ev kazası geçirdiğini belirterek şunları söyledi:
"Bu gündemlere teslim olacak değiliz. Herkesin başına gelebilecek, geçirdiğim bir ev kazası üzerinden, hepimizin kimler olduğunu iyi bildiği bir grubun, sosyal medyadan akıl ve ahlak dışı bir kampanya başlattığını ve farklı pek çok kişinin bu gündemin peşine takıldığını gerçekten şaşkınlıkla takip ettim. Tarihsel husumetimiz olan FETÖ’cü hesapların yaydığı bir yalan, daha sonra üzerine eklenerek, boyutlandırılarak kasıtlı olarak devam ettirildi. Bu konuda açıklama yapmayı bile aslında zül sayıyorum" diyerek gündemin bir anda nasıl değiştirilmeye çalışıldığına tepki gösterdi.
Bu tepkiyi hepimiz göstermeliyiz!
HABERCİNİN TARAFI KAMUOYUDUR
Gündemi oluşturucuların en büyük sıkıntılarından birisi de biz habercilerdir. Çünkü onların küçük hesaplarını bizler bozarız.
Habercilerden tarafsızlık bekleyenler, kamuoyunun tarafında yer almamamızı bekleyenlerdir.
Biz medya mensuplarına yoğun şekilde gelen eleştirilerden bir tanesi de ‘algı yaratıyorsunuz, tarafsız değilsiniz’ tarzında gelen suçlamalardır.
Suçlama diyorum çünkü bu şekilde gelenlerin yüzde 95'i tarafsızlık isterken kendisinin kayırılmasını tarafsızlık içine almak ister.
Bizlerle sahte şekilde yakınlık kurmaya çalıştıklarını anlamadığımızı sanıyorlar. Haberciyle, haber kaynağı arasında yaşanan bu ilişkinin bundan sonra da süreceğinin farkında olarak hareket ederiz ve biz gazetecilere kimin ne amaçla yaklaştığını da bal gibi biliriz.
MATRİKS ETKİSİNİ YAKALAMAK
Siz okuyucularımıza önerim hangi görüşten olursanız olun haber kaynaklarının; biz habercileri manipüle ederek (yanlış yönlendirerek) siz kamuoyunu manipüle etmesine prim vermediğimize inanmanızdır.
Her kim kamuoyu önünde ‘algı yapıyorsunuz’ diye yükleniyorsa bilin ki haberciler onun amaçlarına hizmet etmemiş, sizin haklarınızı savunmuştur. Haberciler tarafsız değilse; tuttukları taraf vatandaşların ortak çıkarlarıdır. Gündeme bakarken bu parametrelerle hareket etmeniz, söylenen algı oyunlarına kurban gitmemenizi, inandığınız değerlerin fanatiği olmamanızı sağlar.
‘Medya okuryazarlığı’ diyerek özetleyeceğim bir noktada olaylara ve biz medyaya bakarsanız, her şeyin altında yatan şifreleri Matriks'te ki Neo gibi çözebilirsiniz…