Bye bye Esad

Orta Doğu'da kısa sürede büyük bir değişim oldu.

Esad ailesi Suriye'yi 53 yıl boyunca demir yumrukla yönetti.

Muhaliflerin 3-4 günlük hızlı ilerlemesinin son halkası olarak dün gece Şam'a girmeleriyle Esad rejimi sona erdi.

Gözler şimdi Esad sonrası Suriye'nin geleceğinin nasıl şekilleneceğinde.

Bölgedeki tüm olaylar geçmiş ve günümüz reel politiği sebebiyle bizi yakından ilgilendiriyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Doha'daki zirvede gözlerin üzerinde olduğu isimlerin başında geliyor.

Dünya kamuoyunda muhaliflere verdiğimiz destekten ötürü Türkiye'nin hamlesi olduğu görüşü hâkim.

Suriye iç savaşının olumsuzluklarını Suriye'den sonra en çok yaşayan ülke olarak yeni dönemin şekillendiricilerinden birisi de Türkiye olmalı. Suriye'nin geleceğiyle ilgili garantör ülke olmak da dahil her türlü opsiyonun içinde Türkiye olmalıdır.

HIZLI ÇÖKÜŞ

Devlet Başkanı Beşşar Esad, babasının yaklaşık otuz yıl iktidarda kalmasının ardından 2000 yılında iktidara gelmişti.

On üç yıl önce, yıkıcı bir iç savaşa dönüşen barışçıl, demokrasi yanlısı bir ayaklanmayı acımasızca ezdi.

Ancak geçtiğimiz çarşamba günü, hükümet karşıtı İslamcı bir grup olan Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ), müttefik gruplarla birlikte kuzeybatıda büyük bir saldırıyı başarıyla yönetti.

Suriye ordusu çökerken, muhalifler Suriye'nin ikinci büyük kenti Halep'i ele geçirdi ve ardından otoyolu kullanarak güneye, başkent Şam'a doğru ilerledi.

Yarım milyondan fazla insan öldürüldü ve 12 milyon kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı.

SURİYELİLER GERİ DÖNER Mİ?

Muhaliflerin Şam'a girmeleri ve Esad'ın devrilmesinin ardından Türkiye'nin birçok yerinde ikamet eden Suriyeliler sevinç gösterilerinde bulundu.

Bursa'da da Çarşamba semtinde sevinç gösterileri yapılıyor.

Sanırım vatandaşlarımız da Suriyeliler kadar sevinçlidir!

Zira artık bu zorunlu uzun ve ülkeye gelecekte sıkıntı yaratabilecek Suriyeli sığınmacıların geriye dönemlerinin önünde bir engel kalmadı.

Türkiye yeni dönemde Suriye'ye ilişkin kararların alınmasında iki nokta da hassasiyet içinde olacaktır:

Sığınmacıların ülkelerine dönmeleri ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması.

İÇ POLİTİKAYA YANSIMALARI

Bu yeni gelişmenin iç politikaya yansımalarına bakarsak şüphesiz ki Suriyeli sığınmacılar konusunda kendi seçmeninden bile ağır eleştiriler alan ve oy kaybı yaşayan AK Parti hükümeti yeni dönemde Suriyelilerin geri dönüşünü hayata geçirirse bu oy kaybettirici durumdan kurtulmuş olacak ve rahat bir nefes alacak.

Görece olarak en güçsüz durumunda bile ortaya etkili bir politik açılım koyamayan muhalefetin, hükümetin Suriyeliler prangasından kurtulması halinde iktidarı kazanma şansları daha da zor bir hale geliyor.

Hele ekonomik krizle yüksek enflasyonla ilgili olumlu gelişmeler olursa...

İSRAİLLE KOMŞU OLDUK

Dış politikada muhalifleri ve yeni düzeni organize eder bir pozisyona geçen Türkiye bir anlamda İsrail ile karadan sınır komşusu olmuş duruma da geçer ki bu İsrail'in vahşi davranışlarını otokontrole tabi tutmasıyla sonuçlanabilir.

Bu açıdan Suriye'de Türkiye'nin aktif olması İsrail'in isteyeceği bir durum değil.

Burada Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın kayda değer bir performans sergilemesi gerekiyor.

Bu kendi kişisel geleceği için de önemli tabii ki.

HALKIMIZ GİTMELERİNİ İSTİYOR

Halkına zulüm eden bir diktatörün ülkesinin başından gitmesi son derece önemli ve güzel bir gelişme.

Umarım bundan sonraki dönemde Suriye Saddam sonrası Irak'ın içine sürüklendiği kaosa sürüklenmez.

Olabiliyorsa tek parça ama güvenli bir coğrafya haline gelmesi ekonomik, sosyolojik ve demografik olarak Türkiye'yi zorlayan ve ileride çok büyük problemleri yaşatacak olan Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri açısından çok önemli.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan halkın beklentisi bu büyük kitleyi en kısa sürede ülkelerine geri göndermesi, Türk halkında oluşan etnik kimlik ve ülke geleceğine dair korkuları gidermesidir.