Yunanistan, savunma konseptinde silahlanma açısından önemli adımlar atarak 2037 vizyonu çerçevesinde stratejik savunma planlarını güncellemiştir. Bu adımlar, bölgede silahlanmanın artmasını sağlarken, Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde gerilimlere sebebiyet verecek kararları oluşturmaktadır diyebiliriz.
Yunanistan, uluslararası anlaşmalara aykırı olarak Ege Adaları’nda silahlanmasını büyük oranda arttırma yoluna gitmiştir. Normal şartlar içerisinde bu adaların silahsız ve askersiz olarak kalması gerekirken, füze sistemleri yerleştirilmesi ve asker konuşlandırılması gibi konuların Yunanistan’da açık bir şekilde konuşulması tehlikeli boyutlara varmaktadır.
Yunanistan’ın adalarda hukuksuz bir şekilde silahlanma yarışı tamamen Türkiye’yi büyük bir tehdit olarak algılaması ile ilgilidir; zira Türkiye’nin savunma sanayisi yatırımları ve gelişen askerî teknolojisi, Yunanistan için büyük bir tehdit algılaması oluşturmaktadır. Yunanistan, tehdit algılaması çerçevesinde “kapsamlı bir askerî reform çabası” ele alınarak askerî yatırımlarını hızlandırmaya başlamış ve askerî alanda radikal reformlara geçileceğini açıklamıştır.
Yunanistan, bu çerçevede askerî birliklerini geliştirip birleştirme yoluna giderken hava savunması alanında “anti-drone” üretimleri ve füze savunma sistemlerinin geliştirilmesi yoluna gitme sürecini hızlandırmıştır. Yunanistan’ın hava savunma çabaları Savunma Bakanı Nikos Dendias’ın “Ege'de bir füze duvarı” stratejisi ile yürütülmektedir. Bu durum, Türkiye ile pozitif gündem olarak başlatılan süreci baltalayacak durumu da beraberinde getirebilir; zira silahlanma yarışı ve adalara askerî tahkim Türkiye’yi doğrudan tehdit edecek yatırımlardır.
Yunanistan, hava savunma sistemlerini geliştirmek adına ise yoğun diplomasi harcamaya devam etmektedir; zira Yunanistan, ABD’den kırk kadar yeni F-35 savaş uçağı ve insansız hava aracı almayı planlarken, Fransa’dan ise dört Rafale jetinin satın alınmasını içeren on yıllık askerî satın alma planını oluşturmaya çalışmaktadır. İlave olarak Yunanistan, füze alımları noktasında İsrail ile yakın bir çalışma içindedir.
Yunanistan’ın yeni savunma stratejisi konsepti aslında “savunma yerine saldırı” konseptine bir geçiş ifadesi oluşturmaktadır; zira 32 kilometreye kadar menzile sahip İsrail NLOS füze bataryalarını alması durumunda ayrıca 300 kilometreye kadar menzile sahip İsrail Puls füze fırlatıcılarını Ege’de konuşlandırması direkt olarak saldırı stratejisi çerçevesinde değerlendirilmelidir. Türkiye ile İsrail arasındaki son dönem gerginlik boyutları ise Yunanistan’ın faydalanmak amacıyla bulduğu kısa bir yol olmaktadır diyebiliriz. Bu durum Yunanistan-İsrail ilişkilerinde yakınlaşmanın önemli adımları olmaktadır.
Yunanistan savunma stratejisi, aynı zamanda deniz savunması dahilinde oldukça büyük adımlar atmaya çalışmaktadır. Yunanistan, Türkiye’nin Mavi Vatan stratejisini ise kendisine deniz savunmasında tehdit olarak algılamaktadır. Mavi Vatan stratejisi, Türkiye’nin deniz yetki alanlarını ve haklarını koruma hedefiyle geliştirilmiş bir doktrin olarak uluslararası hukuka uygun olduğu gibi, deniz yetki alanlarının korunması açısından da oldukça önemlidir.
Türkiye, Mavi Vatan stratejisi kapsamında sismik araştırmalar ve sondaj faaliyetleri yürütmüş ve enerji kaynakları arama süreci işletmiştir. Ayrıca bu strateji ile deniz tatbikatları düzenlemiş; bu çerçevede, bölgede Yunanistan ve GKRY’nin tek taraflı adımlarına karşı diplomatik hamlelerde bulunabilmiştir. Yunanistan, bu noktada Avrupa Birliği çerçevesinde diplomasi yürüterek Türkiye’nin yetki alanlarına kısıtlamaya çalışmıştır.
Yunanistan diplomasinin yanında Türkiye’nin deniz gücünü kırabilmek amacıyla Fransa’dan 3 adet Belharra tipi fırkateyn, 2 ila 4 yeni denizaltı, 1000 ila 1400 kilometre menzile sahip füze sistemlerini Ege’de konuşlandırmak istemektedir. Bu çerçevede Türkiye ve Yunanistan ilişkilerinin gergin dönemlerden geçeceği şüphesizdir diyebiliriz.
Yunanistan, ayrıca Akdeniz’de GKRY ile birlikte Türkiye’yi hem diplomatik hem de askerî açıdan sınırlandırmak ve KKTC’nin varlığına zarar verme amacıyla çalışmalarına devam etmektedir; zira ABD ile gelişen ilişkiler, GKRY’nin silahlanmasını arttırmasını beraberinde getirmektedir. ABD, GKRY’yi güvenilir bir müttefik olarak gördüğünü açıklarken, aynı zamanda birçok çalışma alanını hızla hayata geçirmektedirler. Ayrıca İsrail ile olan diyalog bölgede silahlanmasının artmasını sağlamakta ve adayı tehlikeli gerginliklere atmaktadır. Bu yakınlaşmalar KKTC’nin güvenliğini riske atarken Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de yalnız bırakmaktadır. Bu durum, Türkiye’nin bölgesel çıkarları açısından da kabul edilemez bir durumdur.
Yunanistan, yeni savunma stratejisi kapsamında Türkiye’nin büyüyen askerî gücü ve teknolojisine karşı yeni savunma stratejileri üreterek askerî gelişimini arttırmayı ve bölgede Türkiye’yi baskılamayı amaçlamaktadır. Yunanistan bu çerçevede Avrupa Birliği içerisinde çalışmalarını sürdürürken, aynı zamanda İsrail ile de diplomatik yakınlaşması askerî kazanç sağlamasını beraberinde getirmektedir.
Yunanistan özellikle deniz, hava ve kara kuvvetlerinde büyük yeniliklere adım atarken teknolojik altyapısını yenilemeyi hızlandırmaktadır. İlave olarak Yunanistan Ege’de adaları silahlandırarak uluslararası hukuku hiçe saymakta ve Türkiye’nin pozitif gündem çabalarını baltalamaktadır. Bu çerçevede Yunanistan’ın askerî yapılanmalarındaki yenilikler, teknolojik altyapı çalışmaları ve Avrupa ve İsrail ile yoğun askerî ilişkilerin Türkiye tarafından iyi okunması gerekmektedir; zira bölgede Yunanistan tek taraflı kararlar alabilmekte ve Türkiye’yi diplomatik olarak yalnız bırakabilmektedir. Ayrıca Türkiye, Mavi Vatan stratejisini sürdürmeli ve bölgede çıkarlarına uygun şekilde yetki alanlarını çizmelidir; zira Yunanistan ile pozitif bir gündem yaşansa da Yunanistan’ın silahlanma yarışı Türkiye’nin oldukça dikkatli olmasını gerektirmektedir.
Yunanistan’ın bir diğer çekincesi ise Suriye’de Baas hükûmetinin yıkılması sonrasında yeni geçiş hükûmetinin Türkiye ile olan yakınlığı olmuştur. Türkiye’nin Suriye Arap Cumhuriyeti ile deniz yetki anlaşması imzalamasından oldukça çekinen Yunanistan, Avrupa Birliği ile bu noktada yoğun diplomasi yürütmektedir. Türkiye’nin Suriye ile yapılacak olan olası deniz yetki anlaşması bölgede Türkiye’nin elini oldukça güçlendireceği gibi KKTC açısından da oldukça değerli bir durum sayılacak, bu durum da bölgede Yunanistan ve GKRY’nin Helenizm, yani Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ın Yunanlaşması iddiasını ve isteğini çöpe atacaktır. Türkiye bu konuda itidalli davranarak zaman içinde hedeflerini ortaya koyacak ve Suriye ile gelişen atmosfer içerisinde Doğu Akdeniz’de hedeflerini sürdürecektir.
ABD Başkanı Donald Trump, göreve başlamasından bu yana yaptıkları ve söylediği sözlerle oldukça gündem hâlinde; zira ABD, Donald Trump ile birlikte eski siyasal ve ekonomik politikalarından oldukça uzaklaşmış vaziyette diyebiliriz. Donald Trump’ın tekrardan başkan seçilmesi sonrasında “Önce Amerika
24 Şubat 2022 tarihinden bugüne kadar devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sonuna yaklaşmaktayız; fakat bu çok büyük bir karmaşa içerisinde devam ediyor. Zira ABD Başkanı Donald Trump, savaşı bitirme sözü verse de Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, güvenlik garantileri talep ederek kısa vadede savaşı a
Rusya’nın 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’yı işgal girişimi ile başlayan savaş, dördüncü yılına girdi. Savaşın başından bu yana başta ABD olmak üzere Avrupa, bu savaşı Ukrayna açısından hem askerî hem mali açıdan finanse ederken, Rusya’ya karşı yapılan yaptırımlarla Rusya’nın savaşı finanse edebilme
ABD Başkanı Donald Trump, göreve başladığından bu yana dünyada etkisini artırmaya ve kendinden söz ettirmeyi başarıyor. Göreve başlamadan önce seçim dönemindeki vaatlerini yerine getirmeye çalışan bir profil çiziyor ve uygulamaları hızlı ve akıcı şekilde hayata geçiriyor. Trump, özellikle göreve ba
Türk savunma sanayisi, son yıllarda yapılan yatırımlarla hızla büyüyen bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Savunma sanayisi gelişimi, Türkiye’nin savunma ve caydırıcılık gücünü arttırırken, ekonomik anlamda da önemli etkilere sahip bir alan olmaktadır. Türk savunma sanayisi, bugün Türk Silahlı K
Yunanistan, savunma konseptinde silahlanma açısından önemli adımlar atarak 2037 vizyonu çerçevesinde stratejik savunma planlarını güncellemiştir. Bu adımlar, bölgede silahlanmanın artmasını sağlarken, Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde gerilimlere sebebiyet verecek kararları oluşturmaktadır diyebiliri
Türkiye, özellikle Suriye’de 61 yıllık Baas hükûmetinin düşmesi sonrasında yeni Suriye hükûmeti ile yakın diyalog hâlinde. Diğer taraftan Irak’la da birçok açıdan diplomatik hamleler yürütmekte. Bu yoğun diplomatik temasların birçok sac ayağı olsa da en önemlisini terör sorunu oluşturmaktadır. Suri
ABD’nin 47. başkanı olan Donald Trump, 20 Ocak 2025 tarihinde yemin ederek görevine oldukça hızlı bir başlangıç yaptı. Görevine başlar başlamaz kritik konularda kararnameler yayınladı. Bunların belli başlı olanları ise ABD’nin Dünya Sağlık Örgütü’nden ve Paris İklim Anlaşması’ndan çekilme kararları
7 Ekim tarihinde Hamas’ın Aksa Tufanı Operasyonu ile başlayan ve İsrail’in Gazze Şeridindeki sivillere yönelik ağır askeri operasyonları ile devam eden olaylar özellikle İsrail’in Lübnan ve Suriye’ye de operasyonları ile devam etmektedir. Bu noktada İsrail Gazze şeridinde Hamas’ın varlığını askeri o
Suriye’de muhaliflerin hızlı ilerleyişi, 2011’den itibaren süren iç savaşın sonlanmasını, 61 yıllık Baas iktidarının çökmesini ve Suriye’de tekrar huzur ortamının yakalanmasını sağlamıştır. Bu noktada Esad rejiminin destekçileri olan Rusya ve İran ise kaybeden taraf olmuş ve bölgedeki güçleri olduk