Türk Dünyası ve ortak alfabe adımı

Türk Devletleri Teşkilatı uzun zamandır yürüttükleri ve planladıkları proje kapsamında tüm üye devletlerin ortak adımı neticesinde ortak alfabe kullanımı kararı aldı. Bu son derece önemli bir gelişme ve bu durum aslına bakarsak Türk dünyasını ve Türkçe konuşan devletleri ortak paydaya getirecek, ortak ülkü ve ortak politika etrafına toplayacak önemli bir adım olarak değerlendirilmelidir.

Türk Devletleri Teşkilatı çok eskiye dayanan ve Türkçe konuşan devletleri bir araya getirmeyi amaçlayan önemli bir kuruluşun adıdır ve bu kuruluşun temeli 1990’lı yılların başında “Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi” adı altında ardından ise bu devletlerin ortak paydaya gelmesinin amaçlandığı ve dönemin Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in özellikle teşkilat altında birleştirilmesi önerisi sonrası kuruluş evresine giren önemli bir yapı halini almıştır.

Türk Devletleri Teşkilatı’nın az önce de bahsettiğimiz gibi ortak payda arayan bir teşkilat olduğunu belirtmemiz gereklidir yani bu durum dış politika alanında ortak kararlar alabilen, ekonomik dayanışmalarını üye ülkeler arasında geliştirebilen, iş birliği ve karşılıklı entegrasyonun birleşimini oluşturabilecek bir yapıdan bahsediyoruz aslında. İlave olacak şekilde ortak dil, kültür ve tarih ortak çıkarları oluşturacak en önemli olguyu oluşturacaktır ve oluşturmaktadır.

Dış politika açısından değerlendirdiğimizde özellikle Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında gelişen atmosferde Rus gazına yönelik bağımlılığın azaltılması Türk dünyasında var olan enerji stoğunun Avrupa’ya taşınmasının önünü açmıştır. Bu durumda Türkiye jeopolitiği gereği bu yol üzerinde enerji merkezi olma yolunda ilerlemektedir. İlaveten bu durum Türk Devletleri Teşkilatı açısından da ekonomik ve siyasi bir kazancı oluşturacak genişleyen ve siyasi mekanizma içerisinde dünya siyasetine müdahil olabilen bir Teşkilat halini de alacaktır. En önemli ekonomik ve siyasi kazancıda bu oluşturacaktır ki çok kutuplu dünya düzenine evrilen dünyada bu teşkilatın önemini daha iyi kavramak ve birleşimi daha sıkı tutmak büyük önem kazanacaktır.

Türk Devletleri Teşkilatı özellikle ekonomi ve siyasi kazançlar dışında ortak paydada dil konusunda buluşacaktır demiştik. Bunun son adımı ise ortak alfabe kararı olmuştur. Özellikle hem Türk Dil Kurumu hem de teşkilat içindeki ülkeler ortak alfabe konusunda uzun yıllardır çalışmakta ve Teşkilatın daha önce Sovyet etkisi altında kalan devletleri Rus etkisinden olabildiğince uzaklaşmak istemektedirler. Ortak alfabe kararı ise bağımsızlaşan ve bu sayede kendi kimliklerini ön plana çıkaracakları çok önemli bir gelişmeyi oluşturmaktadır. Türk Devletleri Teşkilatı içerisinde alınan bu karar gelecek için de büyük bir ortak paydayı oluşturacaktır.

“Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu” tarafından alınan kararla birlikte ortak alfabenin 34 harften oluşacağı konuşulmaktadır. Ayrıca bazı sesler Türk devletlerinin belirli kısmında kullanılmamaktadır yani var olmayan harfler ele alınmayacaktır. Ortak alfabeyi incelediğimizde ise eklenen harfler Q, X, W, Ň, Ä olacak tarzda görünmektedir. Bu harfler Türk Devletleri Teşkilatı’nın ortaklığını geliştirecek harfler bir nevi simgeler olacaktır diyebiliriz. Bu kararla birlikte Türk dünyasını sadece ekonomi ve siyasi ilişkilerde ortak değil aynı zamanda kültürel açıdan da bir birlik halini alacaktır. Bu gelişmeler uzun vadeli olsa da planlanan taraf teşkilatın önemli derecede ilerlediğini göstermektedir.

Sonuç olarak baktığımızda Türk Dünyasının birleşme noktaları gelişme göstermekte ve tamamen bağımsız ve güçlenecek şekilde ilerlemektedir. Çok kutuplu dünya düzeninin oluşmaya başladığı dönemde Türk Devletleri Teşkilatı hem ekonomik hem siyasi hem de kültürel olarak gelişme göstermeye devam etmektedir. Bu şekilde önemli bir siyasi nüfuza sahip olabilecek ve siyasi etkisini dünyaya hissettirecek pozisyona gelecektir. Türkiye ise küresel vizyonunun etkisi ile her bölgede etkili olabilecek bir küresel devlet halini alacaktır.