Ekonomik yaptırımlar,uluslararası ilişkilerde her zaman önemli bir silah gücü olmuş ve karşı ülkenin yıpratılmasının en önemli kararlarından biri olagelmiştir. Uluslararası ilişkilerde ekonomik yaptırımlar, bir ülkenin savaş dışında kullandığı en etkili yöntem olarak günümüzde devam eden en önemli diplomasi aracı olarak kullanılmaktadır. Bu yaptırımların temel amacı her zaman hedef alınan ülkenin politikalarını değiştirme yönünde hareket etmesini sağlamak ve uluslararası hukuka uyum, aynı zamanda güvenlik tehdidine karşı önlem almaktır.
Rusya, Ukrayna’ya karşı 24 Şubat 2022 tarihinde başlattığı işgal girişimi sonrasında dünya ekonomik ticaretinden tecrit edilmiş ve ağır ekonomik yaptırımlar altında kalmıştır. Avrupa Birliği ve ABD, bugüne kadar geçen süre içerisinde Rusya’ya karşı çeşitli kalemlerde yaptırımlar uygulamış ve bu ekonomik yaptırımların amacını ise Rusya’nın askerî savaş gücünü ekonomik olarak çökertmek oluşturmuştur.
Rusya’ya karşı uygulanan ekonomik yaptırımlar, Rus firmalar ve kişiler, Rusya'nın metal, elmas ve enerji ihracatında yasaklar; Kuzey Kore Savunma Bakanı da dahil olmak üzere, Kuzey Kore silahlarının Rusya'ya nakliyesinde yer alan 10 Rus şirketi, Kremlin'le bağlantılı zengin iş insanları olan oligarklara yaptırım ve Rusya'nın petrol endüstrisi de hedef alındı.
ABD ve İngiltere, Rusya’dan petrol ve doğalgaz ithalatını yasakladı. AB, ham petrol ithalatını yasakladı. İlave olarak bu yaptırımlar sonrasında birçok kuruluş Rusya’yı terk etti ve finans sektörlerine ağır yaptırımlar uygulandı.Bu durum, Rusya ekonomisi açısından da değişik kalemlerde oldukça büyük zararlara nedenoldu.
Rus bankaları SWIFT sisteminden çıkarıldı.İlave olaraken önemli taraf ise Batılı ülkeler, Rusya’ya ait 300 milyar dolarlık varlıkları dondurma kararı aldı ve bu varlıkları Ukrayna’nın savaş finansmanı olarak kullanmaya başladı. Rusya, savaşın başından bu yana bu kapsamlı ekonomik yaptırımlar altında.İlkbazda enerji kartını Asya’ya çevirdi, diğer taraftan yaklaşık 1.000 tankerden oluşan bir "gölge filonun" bu petrolü taşımak için kullanıldığı söyleniyor.Bu tankerler bugün Avrupa Birliği’nin en önemli konularından birini oluşturmakta ve bu konuda geniş ağlı önlemler alınmaktadır ki bu tankerler, bugün ya durdurulmakta ya da el konulmaktadır.
Rusya, yaptırımlar altında ekonomik büyümesini tam istediği seviyede yakalayamıyor ve sağlık harcamalarını kısarak savaş gücüne ekleme yapıyor.İlaveten genç nüfusunu ekonomik sebeplerden kaybediyor.Bu da Rusya’nın ekonomik yaptırımlardan oldukça zarar gördüğünü göstermektedir fakat enerji kartıyla dış ekonomik gelişmelerde bu durumu dengeleme şansı da bulunmaktadır.
Diğer yandan Rus rublesi, dolar karşısında savaş başından itibaren oldukça büyük değerler kaybederken Rusya’nın “CDS” yani “Kredi Risk Primi” bugün oldukça yüksek seviyelerde ilerlemekte.Bu durumda Rusya’nın borçlarını ödeyememe riskine karşı maliyetlilerinin oldukça yüksek olduğunu göstermektedir.
Trump’ın ABD başkanı olmasından sonra Rusya ile daha yakın diyalog ve savaşı bitirme üzerine kurulu politika seçenekleri sonrasında Riyad görüşmeleri çerçevesinde Rusya’ya karşı ekonomik yaptırımların esnetilmesi ihtimali gündeme gelmiştir. ABD, Rusya'nın tarım ve gübre ihracatı için dünya pazarına erişiminin yeniden sağlanmasına, deniz sigortası maliyetlerinin düşürülmesine ve bu tür işlemler için liman ve ödeme sistemlerine erişimin geliştirilmesine sıcak bakmaya başlamıştır.
Bu görüşmelerde diğer bir önemli taraf enerji tesislerine yönelik saldırıların yasaklanması üzerine görüşmeler olmuştur. Fakat Rusya bu görüşmelerden sonra Ukrayna’ya saldırılarına devam etmiş ve bu durum da Trump’ın elindeki seçenekler arasında olan ve Trump’ın deyişiyle “Rusya ile anlaşmaya varılamazsa” Rus petrolüne “ikincil tarifeler getireceği” uyarısında bulunmuştur.Bu durum Donald Trump’ın bir diğer açıklamasıyla da“Bu, eğer Rusya'dan petrol alırsanız, ABD'de iş yapamayacağınız anlamına gelir.” demesi olmuştur. Bu süreçte bir aylık zaman aralığı önemli; zira Rusya’nın anlaşmaya yanaşmaması, Trump’ın ekonomik yaptırım balyozunu Rusya için daha da ağırlaştıracaktır. Avrupa Birliği ise ekonomik yaptırımları genişletme noktasında emin adımlarlar ilerlemektedir.
İspanya, Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere ve Polonya dışişleri bakanları ile Avrupa Birliği'nin en üst düzey diplomatları ve savunma komiseri tarafından yayımlanan ortak açıklamada, “Yeni yaptırımların kabul edilmesi de dahil olmak üzere mevcut tüm araçları kullanarak Rusya üzerinde daha fazla baskı uygulamaya hazırız.” denilmiştir.
Bu durumda Rusya açısından ekonomik baskının daha da artacağı ve elindeki savaş gücünü yavaşlatacağını söylemek mümkündür fakat diğer yandan baktığımızda Rusya, bugün anlaşmaya giden yolu döşese dahi bu ekonomik yaptırımlar güvenlik tehditleri nedeniyle kalabilir ya da yavaş adımlarla kaldırılabilir. Gelecekte her durumda ekonomik yaptırım altında uzun süre kalması Rusya’nın ekonomik gelişimi ve geleceğini felç etmiş durumda olacaktır.