‘Aldırma Gönül’ şarkısı öksüz kaldı

Yazının Giriş Tarihi: 13.03.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.03.2025 00:05

Özgür ve toplumcu, müziğin onurlu sesi, Anadolu’nun yüzyıllardır süregelen ezgilerini alıp modern zamanlara taşıyan, Anadolu Rock’ın öncüsü, Türk insanının gönlünde taht kuran, türkülerin son ustalarından güzel insan Edip Akbayram, Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, 53 gündür verdiği yaşam mücadelesine yenik düştü.

Çoklu organ yetmezliği tanısı ile 75 yaşında (Doğum: 29 Aralık 1950, Gaziantep, Vefat: 2 Mart 2025, İstanbul) aramızdan ayrılan Akbayram, ailesinin, arkadaş ve sevenlerinin salonlara sığmadığı bir anma törenini takiben, Teşvikiye Camii’nde kılınan cenaze namazından sonra ebedi istirahatgahında toprağa verildi.

Edip Akbayram’ın hayatı; ‘emekten yana bir yaşam, dik duruş, ilkelerden taviz vermeden, protest kişilik, yurduna, insanına, ülkesinin kültürüne, ailesine bağlılık, vazgeçilmez bir Atatürk sevgisi, doğduğu andan itibaren direniş ve mücadele ile geçen bir ömür’ olarak özetlenebilir.

1950 yılında Gaziantep’te doğan sanatçı, 9 aylıkken çocuk felci geçirdi. Tüm çocukluğu bu hastalıkla mücadele etmekle geçen Edip Akbayram, lise eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul’da diş hekimliği Fakültesini kazandı ama yüreğindeki müzik sevgisi daha ağır bastı; yönünü müziğe çevirdi ve ‘Siyah örümcekler’ adlı bir müzik grubu kurdu. Pir Sultan Abdal deyişlerini besteleyerek seslendiren bu grup, sanatçının müzikal adımlarını atmasında büyük rol oynadı.

Akbayram, kariyerindeki ilk plağı ‘Kendim Ettim, Kendim Buldum’u bu grupla çıkardı. Ama esas şöhretini Altın Mikrofon Yarışması’nda yakaladı. Hürriyet Gazetesi’nin başlattığı ve 4 yıl devam ettirdiği yarışma daha sonra Günaydın gazetesi ile devam etti. 1971 yılında, yarışmaya, Aşık Veysel’in dizeleri üzerine folk kalıplarında bestelediği ‘Kükredi çimenler’ kaydı ile başvurdu.

Yarışmaya İstanbul’dan 108, Ankara’dan 23, Bursa’dan 8 kişi başvurdu. Akbayram yarışmayı, en yakın rakibi Salim Dündar’a bin oy fark atarak 3 bin 350 oyla kazandı.

Jüri üyesi Orhan Gencebay’ın ortağı olduğu ‘İstanbul Plak’ şirketi, Akbayram’ın ilk ciddi 45’liğini yayınladı. Plağın ‘A’ yüzünde Aşık Veysel’in dizelerinden düzenlediği yarışma parçası ‘Kükredi çimenler’, ‘B’ yüzünde, sözleri Aşık Mahsuni’ye ait olan ’Boşu boşuna’ parçası bulunuyordu.

1974 yılında kurduğu, ilk kadrosunda Koral Sarıtaş, Cudi Koyuncu, Vecdi Ören ve Galip Kayıhan’ın bulunduğu, daha sonra da Ayzer Danga ve Mithat Danışan’ın katıldığı ‘Dostlar Orkestrası’, Anadolu Pop’un en uzun ömürlü topluluklarından biri oldu.

Sanat yaşamı boyunca yaptığı 40 plaktan, onu şöhrete ulaştıranlar, Aşık Mahzuni’nin dizeleriyle yaptığı ‘İnce ince bir kar yağar’, ‘Bu mezarda bir garip var’, ‘Kolum, nereden aldın bu zinciri’ ve ‘Aldırma gönül’, ‘Hasretinle yandı gönlüm’, ‘Bekle bizi İstanbul’ sayılabilir.

Ancak ‘Aldırma gönül’ adeta dillerden düşmeyen bir milli marş haline geldi. O günlerin ünlü şarkıcılarının repertuarlarında, hep istenilen bir parça olarak gönüllerde ve dillerde yaşadı.

İkinci çıkışını ”Eşkıya Dünyaya hükümdar olmaz” parçası ile yapan, Vatan, millet ve Atatürk sevgisi ile dolu Edip Akbayram, 1981 12Eylül darbesinde, 15 gün süre ile tutuklu kaldı. 1981-88 yılları arasında, 12 Eylül darbesi dönemlerinde TRT’de şarkılarının çalınması ve TV’ye çıkması yasaklandı. Müziğe ara vermek zorunda kalan sanatçı, baskılara rağmen sanatından da, dik duruşundan da ödün vermedi.

2000 yılında FETO elebaşı Fetullah Gülen’in kurucusu olduğu ‘Gazeteciler ve yazarlar Vakfı’ tarafından verilen 25. yıl ödülünü reddeden 11 onurlu sanatçıdan biriydi.

Bu ödülü almayan diğer sanatçılar şu şekilde: Tarık Akan, Edip Akbayram, Semiha Berksoy, Erol Günaydın, Yıldız Kenter, Müşfik Kenter, Göksel Kortay, Mücap Ofluoğlu, Kemal Sunal, Ferhan Şensoy, Macid Tanır.

Bu sanatkârlardan aramızdan ayrılanları rahmetle anıyorum. Aziz ruhları şadolsun). Edip Akbayram, son albümünü ‘Mayıs’ adıyla 2012 yılında yaptı. 2013 yılında birinci açılım sürecinde akil adamlar listesinde adı geçince, “Onlar, bu teklifi kime götüreceklerini iyi bilir” diyerek tavrını her zaman olduğu gibi dik duruşu ile gösterdi.

Şarkılarında, halkın sesi, emeğin, onurun, kardeşliğin özlemi vardı. Her notasında, her dizesinde bir başkaldırı, bir kavga ve sonsuz bir insan sevgisi saklıydı.

Cenaze töreninde, 46 yıllık eşi Ayten Hanım, usta sanatçıya, “Buraya kadarmış öbür yanım, buraya kadar…” cümleleri ile veda ederken, kızı Türkü ise babasına duygularını, “Çoğunun Edip Ağabeyi ama benim babam. Canıma can katan, yoluma ışık tutan, sesi ve yüreği ile, hep birimizin memleket hasretinde, birimizin sevdalarında, birimizin umudunda, şarkıları ile yaşayacak” cümleleriyle ifade etti.

Edip Akbayram, ezgileri ile dik duruşu ve mütevazi, alçakgönüllü bir sanatçı olmanın yanı sıra insani yönüyle de Türk halkının gönlünde hep yaşayacak. Ne mutlu ki arkasında iz bırakarak bu dünyaya veda eden Edip Akbayram gibi insanlara… Türk milletinin başı sağolsun. Güle güle güzel insan…

Kaynaklar: 1- Derya Bengi. Sazlı Cazlı Sözlük: 70’li yıllarda Türkiye. Yapı ve Kredi Bankası Yayınları. Aralık 2018, İstanbul. 2-3 ve 4 Mart 2025 Tarihli, Sözcü Cumhuriyet Gazeteleri.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Yeni Dönem Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.