Bugün herhangi bir sorundan, hastalıktan, dertten bahsetmek istemiyorum.
Şehrin problemlerine de değinmeyi düşünmüyorum.
Teknolojide çağ atlanılması da gündemimde yok.
Bugün Sümerleri günümüze taşıyan, tarihe ışık tutan yaşayan bir çınarı bir kez de ben anlatmak istiyorum.
Umarım kendisine duyduğum hayranlığı, 109. yaşını kutlarken aktarmayı başarırım.
Yolu Bursa’dan da geçmiş bu isim, ünlü Sümerolog, bilim insanı ve tarihçi Muazzez İlmiye Çığ!
Çalışmaları kadar yaşıyla da dikkat çeken Çığ, 20 Haziran 1914 Bursa doğumlu.
Osmanlı döneminden bu zamana kadar Türkiye tarihinde olup biten her şeyin tanığı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük eğitim ve aydınlanma seferberliğinin ilk neferlerinden.
Türkiye’nin kuruluşunun her aşamasını gören bir isim.
Ve hâlâ aklı başında.
Anlatma, aktarma isteği hiç dinmiyor.
Kimsenin anlayamadığını, okuyamadığını çözmek bunu nesillere aktarmak muhteşem bir duygu olsa gerek.
Geçmişle gelecek arasında köprü olma vazifesini en iyi şekilde yerine getirdiğine inanıyorum.
Hatırlarsanız Toprak Dede Hayrettin Karaca ile birlikte görmeye alışmıştık onları.
Yaşına aldanıp elini eteğini işlerden çekti diye de düşünmeyin sakın.
Onu en son seçimde oy kullanırken gördük.
Sosyal medyada ‘Herkes oy kullanma sorumluluğunu yerine getirmeli’ başlığı altında örnek olarak görüntüleri paylaşıldı.
Ondan öğrenecek çok şeyimiz var.
Korkum ise bildiklerinin hepsini aktarabildi mi diye?
***
Muazzez İlmiye Çığ’ın upuzun hayat hikâyesinde neler yok ki.
Kırım göçmeni ailesi 1919’da İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edilmesiyle Çorum’a yerleşti.
Burada ilkokul öğrenimine başlayan Çığ, Bursa'da ‘Bizim Mektep’ adı verilen özel okulda öğrenim görmeye devam etti. Daha sonra Bursa Kız Muallim Mektebi sınavını kazandı.
Babası gibi öğretmenlik mesleğini seçen ünlü Sümerolog Eskişehir'e atanarak, burada 4,5 yıl hizmet verdi.
Daha sonraları Atatürk'ün emri ile kurulan Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Hititoloji bölümüne kayıt yaptırdı.
Nazi yönetiminden kaçarak Türkiye'ye gelen Prof. Dr. Hans Gustav Guterbock'tan ve Prof. Dr. Benno Landsberger'den Sümer ve Akad dilleri derslerini de aldı.
Ankara Üniversitesi’ni ise 1940’da bitirdi.
Üniversite mezuniyeti sonrasında İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesine Belgeler Arşivi uzmanı olarak atanarak 31 yıl boyunca burada görev yaptı. Tüm bu süre zarfında da Sümer, Hitit ve Akad dillerinde birçok tableti temizlemiş, sınıflamış ve numaralara ayırmıştır.
Arkeoloji alanında da 1972 senesinde emekliye ayrılarak yurtdışında yaşamaya başladı.
Sümer, Hitit ve Akad dillerinde yazılan birçok tablet üzerinde araştırmalar yapan Muazzez İlmiye Çığ, “Kur'an İncil ve Tevrat'ın Sümer'deki Kökeni, Sümerli Ludingirra- Zaman Tüneliyle Yolculuk, İbrahim Peygamber- Sümer Yazılarına ve Arkeolojik Buluntulara Göre, İnanna'nın Aşkı/ Sümer'de İnanç ve Kutsal Evlenme, Vatandaşlık Tepkilerim, Atatürk Düşünüyor, Sümerlilerde Tufan/Tufan'da Türkler” gibi tarihe ışık tutan pek çok eseri kaleme aldı.
Son olarak şu anda Mersin’de yaşayan Çığ ile söyleşi gerçekleştiren Büşra Sanay da “Yaşadım demek için ne yapmalı?” kitabında bilim insanının tecrübeleriyle bizleri buluşturdu.
Hatta meşhur isimler bu kitabı sosyal medya hesaplarından paylaşarak herkese duyurmaya çalışıyor.
***
Gönlümü fethetmesini sağlayan ise gençleri eleştirenler için cevabıydı.
“Sümer tabletlerinde 'Bu gençlik nereye gidiyor' yazısını gördüğümden beri, gençleri sorgulamıyorum” diyor ünlü Sümerolog.
Kendisine mutlu yaşlar diliyorum ve yazımı Çığ’ın hayat felsefesiyle bitirmek istiyorum:
“İnsan yaşamının temel gayesi, dünyadaki yerimizin izini sürmek ve yaşama sebebimizi bulmaktır ve ölüm hariç bütün acılar lükstür!”