Su şehrinde yaşarken gündemimizin kuraklıkla mücadele olacağını hiç kimse tahmin edemezdi.
Uludağ’ın karına güvendik, derelerimize, nehirlerimize, denizin varlığına güvendik…
Yanıldık!
Çevre illere göre kötünün iyisi konumundayız ama eskisi gibi de değiliz.
Bu bilinçle hareket etmek gerekiyor.
Sürekli uyarıları görüyoruz; muslukları açık bırakmayın, meyve ve sebzeleri akan suyun altında yıkamak yerine su dolu bir kabın içinde yıkayın, bulaşıklar için makineleri tercih edin vb.
Farkındalığı sağlayabilmek adına; Bursa Büyükşehir Belediyesi ve BUSKİ Genel Müdürlüğü tarafından 22 Mart Dünya Su Günü etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen kortej yürüyüşüyle su tasarrufunun önemine dikkat çekildi.
Cumhuriyet Caddesi’nde başlayan yürüyüşe Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa Milletvekili Mustafa Varank, İl Milli Eğitim Müdürü Ahmet Alireisoğlu, kamu kurumları temsilcileri, Bursalı vatandaşlar ve yüzlerce çocuk katıldı.
Büyükşehir Belediye Bandosu eşliğinde gerçekleşen yürüyüşte, öğrenciler:
“Tasarrufa var mısın?
Barış için su!
Suyun bereketiyle barışı büyütelim.
Suyu kirletme geleceğimizi tehlikeye atma!” sloganları bulunan pankartlar taşıdılar.
Bir zamanlar suyu har vurup harman savuran yetişkinler nedeniyle, kendilerini nasıl bir geleceğin beklediğinden habersizce törene katıldılar.
Her şeyin en kötüsünü görmek zorundalar mıydı?
“Barış İçin Su Okuryazarlığı” projesini başlattıklarını açıklayan Başkan Aktaş, “Bursa genelindeki en az 27 ilkokul, 2 bin ilkokul öğrencisi, 300 öğretmen ve 6 bin velinin, su tasarrufu ve su okuryazarlığı kapsamında bilgilendirilmesini ve su kaynaklarımızın daha verimli kullanılmasını amaçlıyoruz. Belirlenen 27 farklı okulda drama eğitmeni, psikolog ve diyetisyen destekli atölyeler ile farkındalık eğitimleri yapacağız” dedi.
Bursa Milletvekili Mustafa Varank da “Türkiye su zengini bir ülke değil, suyumuzun tükenme ihtimali var. Bundan dolayı sularımızı israf etmeden kullanacağız, tıpkı bugün nasıl bir farkındalık çalışması yaptıysak her günü böyle bilmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Kendi öğrencilik yıllarımı düşünüyorum…
Çevre bilinci için biz de çeşitli programlara katılır, kompozisyon, şiir yarışmalarında benzer konuları işlerdik.
Ama içten içe “Bursa yemyeşil, sularımız bol” derdik.
Şimdikiler maalesef var olan bir sorunla büyüyorlar.
Ve “Su zengini değiliz, tükenme ihtimali var” ifadesi canımızı hayli sıkıyor.
Yine aynı gün çocuklar için hazırlanan “Tasarrufa var mısın?” isimli kitapçık elime geçti.
Evlerde su israfının en önemli sebeplerinden birinin borulardaki gizli kaçaklar olduğu vurgulanmış:
“Bunu tespit edebilmek için bütün muslukları kapatalım ve su sayacını okuyalım. Yaklaşık 2 saat kadar su kullanmayın. Geçen bu sürenin sonunda tekrar sayacı okuyun. Herhangi bir değişiklik var mı? Arada fark varsa bu, evinizde bir sızıntı olduğunu işaret eder!”
Diğer bir bilgi de:
Dakikada yaklaşık 50 ya da 100 damla su akıtan bir musluktan ayda 750, 1500 litre suyun boşa akıp gittiği gerçeği.
Önemsiz bulduğumuz şeylerin toplumsal sonuçları var, dikkat!
Hanelerin tasarrufu şüphesiz ki önemli.
Ancak suyun yüzde 77’si tarımda kullanılıyor.
İçme suyu ve sanayide ise yüzde 23.
Tarımda kullanılan bu suyun da yüzde 50’si heba ediliyor, kayıp-kaçak oluyor. Bunun sebebi ‘vahşi sulama’ yöntemleri.
-Kanal, karık ve salma sulama yöntemleriyle barajlardan açık kanalla tarlalara su taşınmasına vahşi sulama deniyor.-
Bursa’da yüzde 30 kapalı sistem var, yüzde 70 ise hâlâ vahşi sulama.
Korkunç bir rakam bu!
“Bunu önlemek için yapılması gereken kapalı basınçlı sistemlerin kullanılması” diye daha önce de vurgulamıştık.
Benzer bilgiler dağıtılan kitapçıkta da mevcut.
Aslında bunu yetişkinlere ulaştırsak daha iyi olacak gibi.