Her sabah güne yeniden başlıyor; yolunda gitmeyen işler için stres içinde kıvranıyor, akşam olunca da köşemize sessizce çekiliyoruz.
Nasıl yuvasına yiyecek taşıyan karıncaları izliyor ve hummalı çalışmaya hayret ediyorsak eminim ki gökyüzünden de biz öyle görünüyoruz.
Değiyor mu?
Bu koşturmaca, kaygı, hırs son nefese doğru pişmanlığa dönüşüyor.
İnsanlara bahşedilen bir ömür var.
Bunun kıymetinin bilinmesi adına motivasyon konuşmaları yapılıyor, yaşı ve tecrübesi fazla isimler nasihatlerde bulunuyor.
Ama hayatın temposu daha baskın çıkıyor; zihnimizde şu cümleleri tekrar ettiriyor:
‘Aman, ne olacak?
Bugün değilse yarın.
Şu işi de bitireyim ondan sonra…’
Peki, kendi önemimizi anlayıp, sağlığımızı öncelikli hâle getirmek için ne gerekli?
Son dönemde hem yerelde hem de ulusalda kıymetli isimlerin genç yaşta ölümlerine tanıklık ettik.
Kimi kalp krizinden, kimi kanserden hayatını kaybetti.
Cenazelerde üzülenler aynı anda içsel bir sorgulamanın da eşiğinde:
Kısacık zamanımızı nasıl, ne ve kimin için tüketiyoruz?
Bazı geç kalmaların dönüşü yok, pişmanlığı çok!
Ekim ayı bu nedenle ‘pembe’.
Kadınlara bir çağrı olsun diye…
***
Her yıl ekimde düzenlenen ‘Meme Kanseri Farkındalık Ayı’ dünya çapında 2,3 milyon kadını etkileyen hastalığın taranmasını ve önlenmesini teşvik etmeyi amaçlıyor.
Tüm dünyada yürütülen farkındalık ve bilinçlendirme etkinliklerinde ‘Pembe Kurdele’ teması kullanılıyor.
Çarpıcı bir rakam paylaşayım. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre 2022 yılında dünya genelinde 685 binden fazla kadın meme kanseri nedeniyle hayatını kaybetmiş.
Farkındalığın ne kadar önemli olduğu çok belli.
Ancak ‘kaçma’ refleksimiz de kuvvetli.
‘Bilmezsek hastalığı yeneriz’ gibi bir inanca sahibiz.
Tüm erteleme alışkanlıkları sağlık için de devreye giriyor; kontroller için aman, sonra hallederiz diyoruz.
Elbette tedavi olmak kadar, durumu kabullenmek de süreç için zorlayıcı.
Ama hayata tutunmanın başka yolu yok!
Kanser tarama testleri, hastalığın erken teşhisi açısından kritik öneme sahip.
“Ancak birçok insan testlerden kaçınmakta ya da çeşitli psikolojik engellerle karşılaşmakta” diyen uzmanlar bu engelleri şöyle sıralıyor:
Korku ve anksiyete, inkâr, bilgi eksikliği veya yanlış anlayış, sosyal stigma, kendi sağlığına dikkat etmeyi gereksiz görme.
***
Başlıkları biraz açalım.
Kanser taraması, genellikle insanların hastalıkla yüzleşmelerine neden oluyor. Tarama sürecinin getirdiği belirsizlik, birçok bireyde kaygı ve korku yaratıyor. Tanı almak, ölüm korkusunu tetikleyebiliyor ve bireyler, bu olasılıkla yüzleşmekten kaçınma eğilimine giriyor.
Bu tür duygusal tepkiler, tarama testlerini ertelemeye ya da tamamen reddetmeye yol açabiliyor.
Ve gayet normal!
Yeter ki sonunda harekete geçilebilsin!
Psikolojik mekanizmalar arasında yer alan inkâr da birçok insanın sağlığındaki potansiyel tehditleri göz ardı etmesine neden oluyor.
Özellikle genç bireyler, kanserin sadece yaşlılara özgü bir hastalık olduğunu düşünerek, kontrollere önem vermiyor.
Kendisini korumak adına yanlış çıkarımlarda bulunanlar maalesef ki hata yapıyor.
Teknolojinin geliştiği ve bilgiye erişmenin kolaylaştığı bu çağda hâlâ kanser taraması hakkında yanlış anlayışlar da gelişebiliyor.
Medya ve sosyal çevrelerden edinilen bilgiler, bireylerin tarama testleri hakkındaki görüşlerini şekillendirebiliyor; korkular tetikleniyor.
Aslında bu noktada farkındalık çalışmalarının işe yaradığını görüyoruz.
Her geçen sene daha fazla kadına ulaşılıyor, kamu ve özel kurumlar daha fazla bu alanda çalışıyor.
Sırası gelmişken hatırlatmak isterim:
Bugün Bursa Kent Konseyi tarafından organize edilen Koza Salon’da gerçekleştirilecek ‘Meme Kanseri Bilgilendirme Toplantısı’ var.
Katılım sağlamak isteyenler Bursa Kent Konseyi’nin sosyal medya hesaplarından ayrıntılara ulaşabilirler.
***
Maddelerin içinde en can sıkıcı olan ise sosyal stigma!
-Sosyal stigma; toplumsal damgalama, bir bireyi ya da grubu toplumun diğer bireylerinden ayırt etmeye yarayan algılanabilir özellikleri nedeniyle onaylamama ya da onlara karşı ayrımcılık yapma anlamına geliyor.-
Kanser, toplumda sıklıkla damgalama ile ilişkilendiriliyor.
Tanı alanlara karşı duyulan önyargılar, bireylerin kendilerini bu duruma düşmekten alıkoyma çabasıyla kaçınmalara neden olabiliyor.
Toplum baskısı, kanser tarama testlerinin ertelenmesinde önemli bir faktör olarak pek çok akademik çalışmada karşımıza çıkabiliyor.
Bu nedenle cesur kadınlar hemcinslerine destek olabilmek için videolar yayınlıyor, ‘yalnız değilsiniz’ mesajı iletiyor.
O halde 2024 yılında ‘Pembe Ekim’ çok daha etkili olacak buna inanıyorum!