Gündem yoğun olunca bazı yazmak istediklerimi ertelemek zorunda kalıyorum.
Onlardan biri; ‘Cemal Nadir Evine Dönüyor’ sergisi.
Tabii sergileri düz bir metinle anlatmak çoğunlukla anlamsız oluyor.
Hep dediğim gibi keşke bu mecrada da video paylaşmak mümkün olsaydı.
Yine de elimden geleni yapacak, sizi gezmeniz için özendirmeye çalışacağım.
Açılışından günler öncesinde Setbaşı’na doğru reklamlarda Cemal Nadir’i görmeye başlamıştık zaten.
Uzun yıllardır Heykel’in eski renkli, hareketli zamanını özlediğimizi vurguluyoruz.
Bu tip etkinliklerle biraz olsun canlılık başladığını gözlemliyorum.
Yeterli mi?
Tabii ki hayır!
Yine de en sonda söylemem gerekeni baştan belirteyim:
Kent Müzesi’nde 27 Mayıs’a kadar açık kalacak ‘Cemal Nadir Evine Dönüyor’u kaçırmayın…
Bursa Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanlığı tarafından Bursalı karikatür ustası Cemal Nadir Güler’in vefatının 78. yıl dönümünde sanatsal mirasını yaşatmak amacıyla hazırlanan sergi 27 Şubat’ta izlenime sunuldu.
Kent Tarihi Araştırmaları ve Arşiv Şube Müdürü Deniz Dalkılınç’ın danışmanlığında hazırlanan sergi, Nejat Biçen’in tasarımlarıyla hayat buldu. Sunay Akın, Meliha-Sabahattin Köksal, Ömer Durmaz ve Zerrin Tunuman, Mehmet Tunuman ve Emincan Alemderoğlu’nun koleksiyonlarından yararlanıldı.
Darüşşafaka Cemiyeti ve Cumhuriyet Gazetesi arşivi de eserlerle katkı sundu.
Açılışı yoğun ilgiyle gerçekleştirildi; öyle ki müzenin ikinci katına sığamayanlar alt katta beklemek zorunda kaldı.
Onlardan biri de bendim.
Protokol konuşmaları gerçekleştirilmeden önce gezimi tamamladığım için şanslı olsam gerek.
Sanatçının hayatı boyunca çizdiği pek çok dergi ve gazeteyi ben de fotoğraflamayı başardım.
Çevremden, ‘şehrin sorunları devam ederken, siz sergi, konser, tiyatro peşindesiniz’ gibi ifadeler işitmeye devam ediyorum.
Altyapı sorunlarının bir anda çözülmesi mümkün olmadığına göre mutlu olmak, ruhumuzu beslemek için yıllarca bir köşede mi bekleyelim?
Açılışa, Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Sinan Nergiz, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Emin Direkçi, Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanı Güney Özkılınç da katılım sağladı.
Cemal Nadir Güler’in sanat anlayışının, mizahi zekasının ve toplumsal eleştirisinin günümüze aktarıldığını belirten Nergiz;
“Cemal Nadir, sanat hayatı boyunca halkın içinde olmuş, insana dokunabilmiştir. Usta sanatçı, kentimizin kültürel ve sanatsal kimliğinde özel bir yere sahiptir. Hem kalemiyle hem de bakış açısıyla toplumda öncü olmuştur. Bugün hala Cemal Nadir’in güldüren ve düşündüren eserleri bizlere yol göstermeye devam etmektedir.
Bursa, geçmişiyle gurur duyan, sanatçısına sahip çıkan ve kültürel değerlerini geleceğe taşıyan bir kenttir. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mustafa Bozbey’in vizyonuyla sanatın her dalına destek olmaya, sanatçıları teşvik etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Bursa’nın dokunduğu tüm sanatçılara sahip çıkacaklarını vurgulayan Güney Özkılınç ise; “Cemal Nadir gibi değerlerimizi anmamız ve yaşatmamız çok önemli. Tüm sanatçılarımızın hikayelerini kentimiz için hayata geçireceğiz. Bursa’da kültür rotaları oluşturacağız. ‘Cemal Nadir Evine Dönüyor’ sergimiz imece usulü ile hazırlandı” dedi.
Eserler merdivenleri çıkar çıkmaz sizi karşılıyor ve kronolojik sırayla çok sayıda açıklama sizi yönlendiriyor.
1936’da Bursa’da ilk sergi başlığı altında şu bilgiler yer alıyor:
“Bursa Halkevi Güzel Sanatlar kolu tarafından düzenlenen Cemal Nadir karikatür sergisinin açılışı 24 Mayıs 1936’da bugünkü Tayyare Kültür Merkezi’nde yapılır. Bir hafta boyunca açık kalan sergi Bursalılar tarafından ilgiyle karşılanır.
Sergi açılışında Cemal Nadir, ‘Resimde Mizah ve Mizahın Tarihi Değeri’ üzerine bir konuşma yapar:
‘Bugün Halkevimizin kıymetli yardımıyla ve yüksek huzurunuzla açılan bu sergi, büyük noksanları itibariyle Bursa için belki bir kazanç değildir. Fakat sanat hayatımın en şerefli ve büyük bir hadisesini teşkil ediyor…’
Öğretmen-Şair İlhan Şevket ve Ankara’dan özellikle bu sergi için gelen Manisa Milletvekili Kazım Nami (Duru) birer konuşma yapar. Katılımcılar arasında Cemal Nadir ile aynı yaşta biri daha vardır; Nazım Hikmet.”
***
Daha fazlasını paylaşmayacağım!
Ayrıntıları öğrenmeyi sizlere bırakıyorum.
Her şey birer anı olmaya mahkumken; geride güzel işler bırakan insanları saygıyla anıyorum…
Dostoyevski'nin 1848 yılında yayımlanmış kısa öyküsü Beyaz Geceler, Chaplin Sanat Organizasyonluğunda, Bursa Aspera Sahne’de tiyatro izleyicisi ile buluştu. Turgut Ezgütekin, Azize Boyacı’nın uyarladığı, Turgut Ezgütekin’in yönetmenliğini yaptığı oyunda romandaki yazarı Okan Demir, Nastenka’yı ise A
Bir 8 Mart Dünya Kadınlar Günü daha geldi çattı. Böyle olacağına hiç gelmese keşke… Birçok kuruluş, hem yazılı hem görsel hem de çeşitli programlarla etkinlikler hazırladı, hazırlıyor… Birçok yazarımız da haliyle bugünü kaleme aldı. Tıpkı benim yaptığım gibi… Ama ben daha farklı bir yerinden tutaca
Teknolojik gelişmeler, bilginin hızlı yayılımı hayatımızı oldukça kolaylaştırıyor evet… Peki bizden neleri götürüyor? Kapitalist sistemin varlığını devam ettirebilme başarısının bir ayağı da tüketimi alışkanlık haline getirmek. Reklam-pazarlama (özellikle sosyal medya yoluyla) aracılığıyla tüketim
“Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin...” Aşkın bu ince, bu derin tanımını belki de sadece Sebahattin Ali yapabilirdi. Türk edebiyatına ‘Kürk
Türk edebiyatında büyük bir iz bırakan usta yazar Rıfat Ilgaz, Nilüfer Belediyesi tarafından yılın yazarı seçildi. Kültür sanat alanında yaptığı etkinliklerle Bursa’ya önemli bir katkı sunan Nilüfer Belediyesi, 2013 yılından bu yana her yılı bir yazara armağan ediyor. Sabahattin Ali ile başlayan Y
Polisiye roman deyince akla ilk isimlerden biridir Agatha Christie. Onun, Türkiye için önemi ise dünya edebiyatında büyük önem taşıyan ‘Doğu Ekspresinde Cinayet’ adlı romanını İstanbul’daki Pera Palas Otel’de yazmış olması. Pera Palas 130 yıllık tarihi boyunca Atatürk, Ernest Hemingway ve Alfred H
Şanslısınız çünkü hala hayattasınız… Hayattayız. Ata Demirel’in oyununda dediği gibi, “Bugün de sağ salim evime dönebildim.” Ama bu yarının garantisi değil. Albert Camus’un şu sözü ülkemizi çok iyi özetliyor: “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın.” *Yağmur yağ
Nilüfer Belediyesi Nazım Hikmet Kültürevi’nde, Nilüfer Kent Tiyatrosu tarafından 2 sezondur sahnelenen ‘Kaza, Köpek, Kahvaltı ve Yumurta’yı iki kez seyretme fırsatı buldum. Aslı Ekici’nin yazdığı, Gökhan Kum’un yönettiği oyunda sahne alan Ayşe Gülerman Kum, Batuhan Pamukçu, Mesut Özsoy, Rabia Zehra
‘Ölünce beni kim yıkayacak?’ Bu reklam afişi Türkiye’nin gündemini bir anda değiştirdi. Billboardlarda sık sık bu afişi görenler, ölüm düşüncesini tekrar hatırlamanın korkusu ve öfkesiyle (belki de doğal olarak) tepki gösterdi. Bu afiş reklamının ardından fragmanı da yayınlanan Gassal, en çok konu
Gemlik Belediyesi’ne ait Umurbey Hayvan Barınağı’nda yaşanan dehşet verici olay yürekleri derinden yaralamıştı. Barınağa ziyarete giden bir vatandaşın cep telefonu kamerasına yansıyan, aç kalan köpeklerin başka bir köpeği yediği görüntüleri tüm Türkiye’ye yayılmış ve büyük tepki çekmişti. Ülkemizde