Kadınların iş dünyasında varlık gösterebilmeleri için son yıllarda yoğun çalışmalar var.
Farkındalık oluşturmak adına çalıştaylar, konferanslar düzenleniyor.
Bu alana hizmet etmesi için siyasiler de sık sık ‘kadının varlığını’ dile getiriyor.
Acıdır ki, kadını el üstünde tutan bir medeniyetten geldiğimiz halde topluma bunu yeniden öğretmeye çalışıyoruz.
‘Biz de varız demek’ çok yoruyor, üzüyor!
Genel seçim öncesi tüm siyasi partilerin aday listelerinde gözler kadınları aradı.
Sahada çalışan, vatandaşın derdini dinleyen kadınlar maalesef TBMM’de yine azınlık kaldılar.
28. Dönem Parlamentosu'nda seçilen 600 milletvekilinin 479'u erkek, 121'i kadın.
Siyasi partilerin çıkardığı kadın milletvekili sayıları ise şöyle; AK Parti 50, Yeşiller Sol ve Gelecek Partisi (YSP) 30, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 30, İYİ Parti 6, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 4, Türkiye İşçi Partisi (TİP) 1.
Hâlbuki bu kez farklıydı.
Yerelde yapılan toplantılarda gösterilen varlık umut vericiydi.
KA.DER ‘Kadın Adayları Destekleme Derneği’ ve Millet İttifakı Bursa'da 'Kadının Siyasette Temsili ve Kadın Politikaları' konferansı düzenlenmiş ve orada hafızama kazınan bir cümleyi dile getirmiştim:
“Kadınlar seçtiriyor ama seçilemiyorlar!”
***
Mudanya 5. Kitap Fuarı’nı eğer takip ettiyseniz farklı alanlardan çok sayıda ismin konuk olduğunu görmüşsünüzdür.
Cuma akşamı ‘Cumhuriyet Teslim Olmayacak’ başlığında düzenlenen konuşmalarda konuklardan biri de TBMM Başkanvekili CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca’ydı.
Konuşmasında, “Tüm kazanımlarını Cumhuriyet’e borçlu olduğunu vurgulayan” TBMM Başkanvekili’ne soru sorma fırsatım oldu.
Tabii ki konumuz, kadındı!
‘Seçtiriyor ama seçilemiyor’ cümlesinden yola çıkarak Meclis’in şu anki durumunu ve ilerleyen süreçteki konu hakkındaki politikalarını sordum.
Karaca, “CHP ciddi bir tüzük değişikliğine gidiyor. Önemli düzenlemeler olacak. TBMM’de fermuar sistemli ve yüzde 50 cinsiyet kotalı bir yasa teklifini Sayın Genel Başkanımızın imzasıyla ve milletvekilleriyle vermiştik. İktidar tarafından ret edilmişti. CHP’de gönül isterdi ki ittifak süreci dışında daha fazla kadın vekil olsun. Bizlerin önceliği TBMM’de Başkan Vekili olmuş bir kadın siyasetçi olarak söylüyorum; seçtiren değil, seçilen kadın sayısının artması olacaktır. Mücadele yolumuz budur” yanıtını verdi.
Ancak bunu savunan Ana Muhalefet partisi CHP’nin şu anda 30 kadın vekili bulunuyor!
Listelerde ittifak partilerinde kadın aday sayısı fazlaydı ancak alt sıralarda yer aldıkları için Meclis’e gidemediler.
Bunun sebebinin de merak konusu olduğunu ilettim.
Karaca; “Olağanüstü bir süreçten geçtik ve ittifaklar vardı. CHP çatısı altından birden fazla parti listede yer aldı. Onların göstermiş oldukları adaylar erkekler oldu. CHP’nin tüzüğünden sonraki düzenlemelerde bir daha bunları konuşmak zorunda kalmayacağımız bir değişiklik olacak.”
***
İş hayatı için yapılan araştırmaya göre çarpıcı bir sonuç var.
Mobbingi en çok uygulayanların kadınlar olduğu ve bunu birbirlerine yaptıkları tespit edildi. Seçim sonrası adaylık yarışından elenen bazı adayların bu konu hakkında sitemlerine şahit olmuştum. Aynı parti içinde kendileriyle uğraşıldığını aktarmışlardı.
Bunun üzerine hem siyasette varlık gösterip hem de avukat olan Milletvekili Gülizar Biçer Karaca’ya son olarak şunu sordum:
Kadın, kadının düşmanı mıdır?
Karaca:
“Kadın, kadının kurdu değil, yurdu olmalıdır diyen bir mücadeleden gelen birisiyim. Siyaset ortamında bahsedilen bu uğraşmalar olmuş olabilir ama ben o dönemde MYK üyesiydim. Milletvekili sayılarını arttırmak için, MYK’da da sayının artması için mücadele gösterdik. Yerel siyasette de olmuştur illaki bir uğraşma. ‘Kadın, kadının yurdu olsun!’ istiyoruz, bu inançla mücadele ediyoruz. Kadın ya da erkeğin siyasi mücadelede gerçekten emek vermiş olması önemli. Sırf kadın diye başarılarının önü kesilemez. Bu yasal statü için çalışıyoruz. Sadece CHP’de değil, Siyasi Partiler Kanunu’nda da yer almasını sağlamak istiyoruz. TBMM’de kadın-erkek sayısı en az yarı yarıya olacak, sayı hatta geçedebilir.
‘Yerel seçim için belediye başkanı adayları belirleme sürecine bu kararlılık yansıyacak mı?’ bahsedilen tüzükten sonra netlik kazanacağını düşünüyorum.
Tek ihtiyacımız zaten bu kararlılık!