Hava Durumu

Ekonomistten dinledik

Yazının Giriş Tarihi: 12.12.2022 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.12.2022 17:09

Son bir yılda istisnasız her gün ekonomiyi konuşuyoruz.

Zamlardan, fiyatlardan bıkmış durumdayız.

Toplumun ise çeşitli beklentileri var. Bazısının gözü EYT için çıkacak kararda, çoğunluğun gözü de yeni yılda asgari ücretin ne kadar olacağında.

Seçim yaklaşırken yalnızca günü kurtaracak hamlelere odaklanıldı. Sanki beklediğini alan köşesine çekilecek gibi.

Ama gelecek için ülke olarak planımız ne?

Küresel aktörler arasında uygulanacak stratejik bir plan var mı?

Durumu bu süreçte bir ekonomistten dinlemek şüphesiz çok sağlıklı olurdu. Bunu da BUMİAD bizlere sağladı. Bursa Mühendis ve Mimar İş İnsanları Derneği; Kalkınma Ekonomisti ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Program Müdürü Bartu Soral’ı, Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi’nde ağırladı. Ve evet salon doluydu, herkes ilgiyle dinledi; nereye varacağız merak ederek bir cevap alma ümidiyle not aldı! Küresel ekonomide büyük değişimi ve ülkemizi anlatan Soral, ‘Tünelin sonu kriz: yeniden kalkınma zamanı ve Kurt Kapanı’ kitaplarının yazarı aynı zamanda.

Dünya değişik bir süreçten geçiyor; teknolojik, sosyo-kültürel, demografik ve ekonomik. Bildiğimiz temel iktisadi kurallar sarsılıyor, ülkeler çözüm bulmaya çalışıyor. Salgın dönemi şok etkisi yarattı ve birçok ülke böyle bir yükü kaldırabilecek ekonomik güce sahip değildi. Hazırlıklı olmak söz konusu zaten olamazdı çünkü tarihte böyle bir dönemle zamansal olarak arayı aşmıştık ve beklemiyorduk. Ama döngüsel olarak sıra buna da geldi ve belli bir yaş grubu olarak görmediğimiz çok az felaket çeşidi kaldı!

Yaşanılan bu süreci Soral şu şekilde özetledi: “Uzun bir süre dünyada Amerika ve Anglo Sakson ekonomi hâkimdi. Buna küreselleşme diyorduk. Gelişme bankacılık işlemleri üzerinden sağlandı, zenginleşildi ama aynı anda gelir dağılımında bozukluk arttı. Bunun ne olduğu üzerine düşünenler duruma Neo-liberalizm dediler. Küreselleşme için ana öğreti özelleştirme oldu; kamuya ait bir şey olmayacak, devlet piyasaya müdahale etmeyecek, piyasa kendi kendini düzenleyecek. Geri kalmış ülkelerin finansa erişimi sağlanırsa gelişimi yakalayabilecekleri düşünüldü. Ama sonucu bu olmadı. 2008 yılında ekonomik kriz yaşandı, finans sektöründe binlerce kişi işsiz kaldı. Krizden altı ay önce denetleme kurumlarından AA notu alan Amerikan devlerinin krizde batması şok dalgası oluşturdu ve tüm dünyaya yayıldı.”

Krizleri yıllarıyla betimliyoruz aslında sorunlardan bir süre sıyrılıyor sonra yeniden bir krizle karşılaşıyoruz. Hammadde, fosil yakıtlar, ticaret ağları, siyasi çatışmalar, dünyaya hâkim olma güdüsü derken insanlık ekonomik dalgalanmalar arasında yaşamını devam ettirmeye çalışıyor. Pandemi sırasında duran, unutulan savaşlar yeniden patlak verdi. Rusya-Ukrayna çatışması başladı bu sefer. Etkilenmemek mümkün değil çünkü küreselleşme hepimizi çoktan sarıp sarmaladı. Güç dengeleri değişirken ülkeler kendilerine dünyanın yeni geleceği için ortak arıyor ve güç gösterisinde bulunuyor. Peki, alıştığımız Amerika hegemonyası yerini Çin’e mi bırakıyor, Rusya’ya mı?

Bartu Soral, Amerika bu gücü kaybetmek istemiyor ama Çin ve Rusya’nın belirleyici güç olduğunu ifade ediyor. Duruma reel ekonominin gerektirdiği gibi bakmak, ona göre de kendimizi konumlandırmak gerekiyor. Bunun için Soral; “Bugüne kadar yaşadıklarımızı iyi analiz edip, dünyanın gelişiminde nasıl bir yerde duracağımızı düşünmeliyiz. Görüşüm şu, Türkiye Cumhuriyeti herhangi bir ittifakta yer almadan önce kendi kalkınma stratejisini iyi belirlemeli. Enerjiden sonra en büyük ithalat yaptığı alan petrokimya sanayi! Plastik üretiminde AB’de 2. sırada dünyada 5. sıradayız. Ama bunun üretimi için gerekli hammadde olan petrol için elimizde sadece PETKİM vardı o da özelleştirildi. Ülkemizin kendi ihtiyacını kendi karşılayabilmesi için 6 tane PETKİM büyüklüğünde tesise ihtiyacı var. Seçim gelirken bu ve buna benzer sorunlar için stratejik planımız var diyen de yok” açıklamasını yaptı. Ayrıca teknoloji üretecek beyinleri yetiştirmemiz gerekiyor diye de ekledi.

Coğrafi konum olarak çok önemli bir noktadayız, nüfus genç, çok fazla avantajımız var.

Tarım, sanayi ve eğitim için söylemler var ama ayakları yere basan planlar yok.

Ne dersiniz, bizi ne bekliyor?

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.