Hiç şüphesiz böyle hayal etmemiştik.
Geleceğe Dönüş-II filminde 1985’ten 2015’e bir yolculuk yapılıyor ve dünyanın katettiği yol ütopik bir şekilde canlandırılıyordu.
Uçan kaykaylarıyla şov yapan gençler nasıl da heyecanlandırıyordu filmi izleyenleri.
2015’in üzerinden tam 10 yıl geçti!
Umduklarımız ve bulduklarımız arasında ciddi fark var.
Demek ki geleceği tasvir ederken ütopik hayallere dalanlar, zaman cetvelini biraz daha ileriye taşımalılar.
***
Durduk!
Ben böyle hissediyorum.
Şu anda son yıllardaki hızlı gidiş yerini duraklamaya bıraktı.
Radikal değişimler yaşadık; pandemi ile çalışma stilleri değişti, Z Kuşağı ile eğitim şekilleri farklılaştı, sosyal medyayla zevklerimiz-tercihlerimiz hatta yeme alışkanlıklarımız bile başkalaştı.
Elbette hepimiz aynı geminin yolcularıyız, durumun farkındayız.
Yalnızca bir özet geçmek istedim.
Malum her yeni yıl başlangıcında beyin fırtınası yapıyoruz!
Bunu yapan yalnızca ben değilmişim, araştırınca öğrendim.
BBC NEWS TÜRKÇE sayfası da bu konuyu ele almış ve BBC’de 1995’te yayınlanan ‘Yarının Dünyası’ programına dem vurmuş.
Program 2025 yılını işaret ediyor ve neler olabileceğini tahmin etmeye çalışıyor.
Hatta ‘Yarının Dünyasında’, ünlü bilim insanlarından Prof. Stephen Hawking, “2025'te büyük değişiklikler bekleyebiliriz” ifadelerini kullanmış.
Haklı çıkar mı?
***
Tahmin listesinde neler olduğuna birlikte bakalım:
İş dünyası liderleri ve bankalar interneti ele geçirecek, erişimi kısıtlanmış bir süper ağ kurulacak.
Uzay madenciliği kârlı bir sektör haline gelecek; şirketler gezegenimize yakın asteroitlerden değerli metaller çıkaracak.
Ayrıca uzay çöpleri astronotları tehlikeye sokacağı için dev bir köpük jeliyle çöpler kontrol altına alınacak.
Sanal gerçeklik gözlüğü ve ‘Siri ya da Alexa’ gibi akıllı bir hoparlörle iletişim kurulabilecek. Ultra hızlı seyahat de mümkün olabilecek.
İnsanların kollarındaki bir mikroçip implantı ile para çekebilecek, bankacılık işlemleri yapabilecek.
Bunlara ek olarak;
İngiltere’nin 2004 yılına kadar cerrahların başarı oranlarını yayımlamasını gerektiren bir yasa çıkaracağı tahmin edilmiş.
En başarılı cerrahlar o kadar popüler ve yüksek maaşlı olacaktı ki, hastalara gitmek yerine hastaların hologramları onlara gönderilecekti.
Cerrahlar, ‘mekânsal eldivenler’ kullanarak ameliyat yapacak, robotlar ise cerrahların hareketlerini mükemmel şekilde taklit edecekti.
Geldiğimiz noktada özellikle cerrahi alanında bazı beklentiler karşılanmışa benziyor.
Ancak internet erişiminin kesilmesi, tüm dünyanın karanlığa gömüleceği gibi iddialar her yıl tekrar edilse de henüz böyle bir felakete sürüklenmedik.
Hologram teknolojisine fikren yaklaştık, altyapı sorununu aşamadık.
Belki 2025, bunun için biçilmiş kaftandır!
***
Daha fazla kıyas yapabilir; listeyi uzatabilirsiniz elbette.
Fütürist Tracey Follows, BBC’deki programın birçok büyük fikri doğru tahmin ettiğini ancak son 30 yılın en büyük iki temasını kaçırdığını düşünüyor:
Büyük teknoloji şirketlerinin yaygınlaşması ve sosyal medya.
Sosyal medya; tarih kitaplarında yer alan eski çağı kapatıp-yeni çağı başlatan olaylara eklenebilecek nitelikte.
***
Biz de daha ileri bir tarihe odaklanalım, ne dersiniz?
Mesela 2050’de tüm bu öngörülerin kaçı gerçekleşmiş olur?
Çok uzak değiliz; 2000 yılına da 2050’ye de aynı mesafedeyiz.
BBC’de şu açıklama mevcut:
Fütürist Tracey Follows 2055'e baktığında, insanların birçoğunun bilinçle birbirine bağlı olacağını, yani fikir paylaşımında bulunmak için insan ve teknolojinin bir arada bir zihin gibi çalışacağını düşünüyor:
‘Fikir paylaşımı gerçekten bir 'beyin fırtınası' olacak, fikirleri sadece düşünerek paylaşacaksınız’ diye de vurguluyor.
Benzer çalışmaların devam ettiğini, gelişmeler paylaşıldıkça öğreniyoruz.
İki kişi rüyasında iletişim kurmayı başarmış, günlerce gündemden düşmemişti.
Başka bir tahmin de önümüzdeki yılların en heyecan verici iki gelişmesinin malzeme bilimi ve biyomühendislik alanında olacağı yönünde.
‘Malzeme bilimi sayesinde daha güçlü, daha hafif ve daha ince cihazların yaratılması dünyayı değiştirebilir’ deniyor.
Biyomühendislik ise tıbbı dönüştürerek, insanlığın karşı karşıya olduğu küresel ısınma ve sonuçlarına karşı koruyucu olacak.
Karbon emisyonlarının azaltılması, temiz gıda ve suya erişim gibi dertler son bulabilir mi?
Prof. Hawking'in uyarısını da unutmamak gerek:
“Değişimlerin bazıları çok heyecan verici, bazıları ise endişe verici. Kesin olan bir şey var ki, bu dünya çok farklı olacak ve muhtemelen beklediğimiz gibi olmayacak!”
***
Şimdi sıra sizde!
Tarihe not düşün…
2050’de belki yine ‘ne umduk ne bulduk’ diye yazan olur…