Çoğumuzun iki yaşam alanı var.
Biri nefes aldığımız, yediğimiz içtiğimiz, çalıştığımız dünya.
Diğeri ise: Sosyal medya!
Instagram, Facebook ve Twitter’da oluşturduğumuz profiller servet değerinde hepimiz için.
‘Ben kullanmıyorum, hesabım yok’ diyenlerinde gizli gizli başka isimler adı altında uygulamalarda gezindiğine şahit oluyoruz.
Dışında kalabilmek neredeyse imkânsız!
İş görüşmelerine gitmeden önce hem işveren hem iş arayan önce Linkedln’den öz geçmişleri inceliyor.
Yeni çıkan bir ürünü kullanmadan önce fenomenlerin sayfalarında deneme videolarına bakılıyor.
Öyle ben bilmem, tanımam, kullanmam yok.
Başka bir evrende yaşıyoruz.
Bu oyunu kurallarına göre oynamamız gerekiyor.
Dikkat edilmesi gerekenler de oldukça fazla.
Mesela ‘DM’den bilgi verilmiştir’ gibi.
Özellikle butiklerin kullandığı bu cümlenin hikâyesi şöyle:
Instagram’da beğenilen bir elbise, ceket ya da çanta için fiyat bilgisi gönderilerde yazmıyor. Eğer bunların satışını yapan sayfa profiline herhangi bir platformun satış linkini koymazsa ayrıntıları öğrenebilmek için gönderi altına mesaj yazıyoruz, ‘Fiyat öğrenebilir miyim?’ diye.
Ardından hemen bir cevap geliyor, Dm’den bilgi verilmiştir. DM terimi ‘Direct Message’ yani ‘Doğrudan Mesaj’ anlamına geliyor.
Kişiye özel gönderilen cevabı diğer kullanıcılar göremiyor.
Bu bir pazarlama taktiği olduğu kadar bazı durumlarda dolandırıcılık şekline de dönüşebiliyor maalesef.
***
Instagram’da gönderiler altında birikmiş yorumlar ‘Keşfet’e düşmek için işe yarayan bir sistem.
Bu nedenle fiyatı yazmamak bunu destekleyen bir taktik!
Ama bir yandan da “Kişiye göre fiyat mı bildiriliyor, neden bu kadar gizli bir bilgi” diye şüphe düşüyor içimize.
Dolandırıcılık kısmına gelirsek, tanıdığımın başına gelen olayı paylaşmak istiyorum sizlerle.
Butik sayfasında ayakkabıyı beğenerek DM’den iletişime geçen arkadaşım, kendisine iletilen banka hesabına havale yaparak ödemeyi gerçekleştiriyor. Ücrete kargo dâhil olduğu halde ayakkabı geldiğinde ayrıca ödeme yapmak zorunda kalıyor.
‘Bu katlanılabilir bir sorun bazen başımıza gelebiliyor.’
Ertesi gün ayakkabıyı beğenmediği için iade kararı alıyor ve problem bu andan itibaren büyüyor.
Yazılan mesajlara bakmayan butik yetkilileri, sonrasında arkadaşımın “Siz dolandırıcı mısınız, neden mesajlara bakmıyor, iadeyle ilgilenmiyorsunuz” diye yazdığı yoruma istinaden durumu güya bir avukata aktarıyorlar.
Avukat “Siz müvekkilime hakaret etmişsiniz, iade için yasal süre sınırı henüz aşılmamış. Yorumunuzu derhal silin” diye uyarıyor.
Arkadaşım günlerce mücadeleden sonra ayakkabıyı kargoyla iade gönderiyor. Tabii bunun ödemesi de kendisine ait. Ayakkabının ücreti kendi hesabına hâlâ yatmış değil. Üstelik bir de hakaret davası ile mi uğraşacak bilmiyor.
Avukatım diye arayan kişi belki de sayfayı yöneten kişi!
Sonuçta muhatap olunanı görmüyoruz ve öyle bir dönemdeyiz ki herkes her şeyi yapabiliyor.
Bu nasıl bir oyun?
Şimdi tanıdık avukatlara durumu anlatıyoruz.
Eğer gerçekten söyledikleri gibi dava açacaklarsa güçlü bir savunma ordusuna ihtiyaç olunacak.
Yani öyle alt tarafı bir ayakkabı değil artık durum!
Durduk yere insanın başına dert çıkabiliyormuş, bunu da öğrenmiş olduk.
Sosyal medya dâhil olmak üzere alışveriş sitelerinden bir şey almadan önce iyi araştırma yapmak gerekiyor.
Ama bu tip sayfalar belki de tüm kötü yorumlar için avukat kılığında müşterileri arayıp, tehdit yoluyla mesajları sildiriyor, bilemeyiz.
Olması gereken geç dönüş yapıldığı için özür dilenmesi ve iade sürecinin hemen başlatılacağının bildirilmesiydi.
Böylece zaten yorum silinir, karşılıklı anlaşılırdı.
***
Sadece sosyal medya kullanıcısı olmak değil aynı zamanda bilinçli kullanıcı ve tüketici olmak lazım.
Her an beğenmediğimiz bir ürünle mahkemelere düşebiliriz.
Olabildiğince şeffaf sayfalardan alışveriş yapmaya çalışalım!
DM’den bilgi almak istemiyoruz!