Hava Durumu

BURSA’NIN İLK GIDA BANKASI

Yazının Giriş Tarihi: 15.08.2022 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.08.2022 10:51

İnsanlar, tüm kurumlardan bağımsız, şeffaflık ilkesiyle haftada iki saat gönüllü olarak çalışmasıyla toplumda büyük fark yaratılabilir mi?

Bu soruya “evet” cevabı veren Gönüllü Hareketi Derneği Genel Sekreteri Sertaç Şipka, toplum olarak yoksulluğun sürdürebilirliğini amaç edinmek yerine yok edilmesi için verilecek mücadelenin mutlaka başarıya ulaşacağını söylüyor.

Şipka diyor ki: Sürekli devletten, belediyelerden ya da konuyla ilgili diğer kuruluşlardan çözüm beklemek doğru değil. Bireysel olarak sorumluluğu hissedersek eğer her şey başka olacak.

Yoksulluk sadece belli bir grubun değil tüm toplumların sorunu ve sorumluluğu. Sadece yardım etmek çözüm değil. Bu konunun artık çözülmesi gerekiyor. Eğitim seviyesinin artışına paralel olarak sivil toplum kuruluşlarına katılım isteği de artış gösterdi. Bilinç artıyor, farkındalık başlıyor! Artık iş görüşmelerinde gençlere gönüllülük faaliyetleri soruluyor. Derneklere, STK’lara üye olmak kişisel markanız için de önemli hale geliyor. Ülkemizde yaşanılan olaylar yüzünden çoğunlukla bu kurumlara üye olurken çekiniyoruz. Gönüllü olacağız derken pişmanlık yaşamak istemiyoruz. Arkadaşımız İrem Güner, Sosyal Fayda Ajansı kurucusu Sertaç Şipka’ya merak edilenleri sordu.

Gönüllülük nedir? Gönüllü Hareketi Derneği hakkında bilgi verir misiniz?

İçinde bulunduğumuz toplumda karşılık beklemeden bir işi üstlenmek gönüllülüktür ve çok kıymetlidir. Gönüllü Hareketi Derneği de “herkes haftada iki saat gönüllü bir faaliyette bulunsa hayatımız nasıl değişirdi?” sorusuyla 2009’da yola çıkan, farkındalık oluşturmak için kurulmuş sivil toplum kuruluşu. Sosyal konular için toplumda gönüllü bir hareket oluşturmak istiyoruz. Farklı konu başlıklarında çalışmalarımız var. Uluslararası gönüllülük, gönüllülük ve katılım, eğitimde fırsat eşitliği, gençler için gelecek ve gıda bankacılığı olmak üzere 5 farklı programda tüm faaliyetlerimizi devam ettiriyoruz.

 YURT DIŞI FIRSATI

Programları biraz açacak olursak; uluslararası gönüllülük ne demek? Gönüllülük ve katılım dendiğinde ne anlamalıyız?

Biz Avrupa Birliği’nden akredite sivil toplum kuruluşlarından biriyiz. Bu anlamda 18 ve 30 yaş arası gençleri ücretsiz bir şekilde yurt dışı fırsatlarından faydalandırabiliyoruz. Bunlar Türkiye’den ve yurtdışından hibe alan projeler kapsamında. Gençler herhangi bir ücret ödemeden 2 ile 12 ay arasında sürelerle Avrupa’da gönüllülük yapabiliyorlar. 150’nin üzerinde genci yurtdışına gönderip Türkiye’de de yabancı gönüllüleri ağırlıyoruz. Katılım aşamasında ise, çeşitli seminerler veriyoruz ve festivallere gidiyoruz. 

 Eğitimde fırsat eşitliği hep istediğimiz bir şey. Dernek olarak bu alanda projeleriniz neler?

Eğitimde fırsat eşitliği projesinde 3 tane sosyal sorumluluk çalışmamız var. Bunlardan ilki Karaman Dernekler Yerleşkesinde bulunan, “Engelsiz Kütüphane…” Görme engelli bireylerin özellikle gençlerin eğitimlerini desteklemek için test ve ders kitapların seslendirmesini yapıyoruz. Bunlara; ‘engelsizkütüphane.com’ adresi üzerinden ya da telefon uygulamalarını yükleyerek ulaşabilirsiniz. Burada stüdyomuz var. İsteyen gelip seslendirme yapabilir. Pandemi nedeniyle gönüllüler evlerinde kayıt alıp gönderdi. Bu şekilde de olabilir. Montaj sırasında istenmeyen sesleri atıyoruz ve içeriklerin kalitesi iyileştiriliyor. Bu sayede sadece Bursa’dan değil başka şehirlerden de gönüllüler bulabiliyoruz.

 OYUNCAK KÜTÜPHANESİ

Oyuncak Kütüphanesi en çok merak ettiğim uygulama. Oyuncaklar nasıl temin ediliyor ve süreç nasıl işliyor?

Oyuncak kütüphanesi Karaman Dernekler Yerleşkesi’nde; 2018 yılında başladı. Üye olan çocuklar ücretsiz bir şekilde iki oyuncak bir kitap ödünç alıp evlerine götürüyorlar, sıkılınca gelip değiştiriyorlar. Çocuklar bunu yaparken isterlerse kendi oyuncaklarından da kütüphaneye bağış yapabiliyorlar. Fazla toplananlar okul döneminde bizle irtibata geçen öğretmenler aracılığıyla Türkiye’nin çeşitli illerindeki okullara gönderiliyor. Eğitimde fırsat eşitliği için oyuncak kütüphanesi ikinci uygulamamız. Sonuncusu ise Oyunla Büyüt. Okullarla iş birliği yaparak Bursa’nın dezavantajlı bölgelerindeki okullara yaratıcı drama, İngilizce çalışmaları yapmaya gidiyoruz. Amaç çocukları eğlendirerek bilgiyi öğretmek.

 Gençler kendilerini geliştirmek ve iş bulmak istiyor. Onlar için ne gibi çalışmalar var?

Özel sektörde orta ve üst düzeyde yöneticilerden gönüllüler oluyor. Seçilmiş üniversite öğrencileriyle onları eşleştiriyoruz ve mentorluk çalışmaları başlıyor. Kuşaklararası öğrenmenin derinleşmesi gerekiyor. Ayrıca konuşma kulübümüz var. İngilizce pratiklerini geliştirmek isteyen herkese açık. Üniversite öğrencileri, çalışanlar ve emekli olanlar bile katılabiliyor.

 

BURSA’DAKİ İLK

Bursa’da ilk gıda bankası uygulaması size ait. Gıda Bankası kurma fikri aklınıza nereden geldi?

Gıda bankacılığıyla iki sene önce Amerika’da karşılaştım. Teksas eyaletinde bir gıda bankasına gittim, çok etkilendim. Haftada 52 bin aileye destek oluyorlar ve 220 çalışanı vardı. Sadece gıda yardımında bulunmuyor aynı zamanda iş yönlendirmesi yapıyor, obezite, bahçede tarım gibi başlıklarda da eğitim veriliyor. Türkiye’ye döner dönmez mevzuatı incelemeye başladım. Bölgeye gelen yardımların kaydının tutulamaması yüzünden 1999 depremi sonrası çıkan bir mevzuatla gıda bankacılığı ülkemizde başlamış. Bursa’da yerel ölçekli kurulan bir gıda bankası da yoktu. Nisan 2021 yılında Bursa’da ilk kurulan ‘Gıda Bankası’ olduk ve desteklerimize başladık.

 ‘Gıda Bankacılığı’ önemi nedir? Amaç sadece gıda yardımında mı bulunmak?  

Sadece gıda değil; giyim, temizlik ve yakacak ürünleri de veriyoruz. Tüm bunları toplayıp ihtiyaç sahiplerine dağıtan organizasyonlara gıda bankası deniyor. Bunların; STK, dernek ya da vakıf olmaları gerekiyor. Süreç bağışlarla ilerliyor ve 3 farklı tedarik kolumuz var; süpermarketler, gıda üreticileri ve bağışçılar. Süpermarket zincirlerinden tarihleri yakınlaşan imha edilecek, israf olacak ürünleri birkaç gün öncesinden iş birliğiyle tespit edip bağış olarak alıp hızlı bir şekilde ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırıyoruz. Gıda üreticilerinden de örneğin süt üreticisinden ambalajı bozuk diye pazardan geri gelen ama ürünü sağlam olanları alıyoruz. Bu gelen bağışlar vergiden düşülüyor. Gıda bankacılığı aynı zamanda küresel amaçlar doğrultusunda da Birleşmiş Milletler’ in çalışmalarıyla örtüşüyor. Açlığa son, iklim eylemi, yoksulluğa son, karbon salınımın azaltılması gibi başlıklarla da örtüşen bir çalışma alanı.

 HESAP SORULABİLİRLİK!

Toplum olarak yaşadıklarımız yüzünden yardımların nereye gittiğinden şüphe duyuyoruz artık. Bağışçı bulmakta zorlanıyor musunuz, toplumun bakış açısı nedir?

Türkiye’de en büyük sorun sivil toplum kuruluşlarına güvenin azalıyor olması. Amerika’da gıda bankaları var. Devlet hiçbir şekilde insanlara bakmıyor. Amerika’da bu yüzden STK’lar çok güçlü. İnsanlar ama orada yaptıkları bir bağışın gerçekten o amaç için kullanılacağını biliyor. Türkiye’de yardımın arkası aranıyor haklı olarak. Bunun için Açık Açık Platformu’na Bursa’dan ilk üye olan biziz. Bilançolar dâhil her şeyimiz şeffaf halka açık. Sadece hesap verebilir değil hesap sorulabilir de bir derneğiz. Hiçbir kurumla organik bağımız yok. En çok düzenli bağışçılara ihtiyacımız var. Buraya gelip sorabilir ya da internetten bizleri araştırabilirler.

Deprem, sel, yangın gibi doğal afet dönemlerinde Gönüllü Hareketi Derneği’ni sahada görecek miyiz?

STK Afet Platformu üyesi olmaya hazırlanıyoruz. Bu alanda da Bursa’da ilk olacağız. Gıda bankasının olması bu işte rol oynamamızı sağlıyor. Doğal afetlerde organize olmak, yardımların kayıt altına alınması ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması ciddi organizasyon gerektiriyor. Türkiye’de şu anda yaklaşık 32 bin gönüllümüz var. Bu gönüllüleri afet dönemlerinde yönlendirmek çok önemli.

Bu arada, biz toptan fiyatına satın alma yapıyoruz. Yapılan yardımların bu şekilde birim maliyeti aşağı inmiş oluyor ve daha çok aileye ulaşabiliyoruz. Fiziksel imkânımızın el verdiği şekilde aylık ortalama 150 aileye yardımcı olmaya çalışıyoruz. Sürdürülebilir olmak için uğraşıyoruz. Fiziksel mekân yüzünden geri çevirmek zorunda kaldığımız bağışlar oluyor. Belediyelerle görüşüyoruz fiziksel alan için destek bekliyoruz. Daha çok bağış daha çok aileye yardım demek.

 YOKSULLUK 7 NESİL SÜRÜYOR

Sizce yoksullukla mücadele için gönüllü olmak, yardım toplamak ve ihtiyaç sahiplerine veriyor olmak etkili bir yöntem mi? Bu yardımlar fakirliğin kısır döngüsünden neden çıkılamıyor? Yeni projeleriniz olacak mı?

Yoksulluk biraz sistemden, kapitalizmden kaynaklanıyor. İnsanların bununla mücadele için bir araya gelmemesi de durumu destekliyor. Yardımlaşma ruhu olan bir toplumuz ama amacımız yoksulluğu azaltmak değil. Yoksulluk bitsin diye bir gayret yok. Konunun çekinmeden konuşulması gerekiyor. Maalesef bazen kronik bir sorun haline geliyor. Bir araştırma var bununla ilgili. Türkiye’de yoksulluğun 7 nesil dürdüğü tespit edilmiş. İnsanların aydınlanması dayanışma ile olur. Çalışma imkânı olmayan, şiddete uğrayan bir sürü sorunu olan insanlar var. Ne zaman bu insanları haber olarak görüyoruz? Öldüklerinde!

Yardım verdiklerimiz arasında iş arayanlar var. Onları istihdama yönlendirip yoksulluktan kurtarmak için özel bir çalışmamız olacak. Kurumsallaşmak istiyoruz! Bu kadar emek verdik, kurumsallaşarak 100. Yılını kutlayan STK’lardan biri olmak hedefimiz. İki market şubesiyle 150 aileye yardım ediliyor şu anda. İsrafın önlenmesi, yardımların artması için yeni destekçi kurumlar bekliyoruz.

 Okuyuculara iletmek istediğiniz tüm bunlara ek mesajınız var mı?

Herkes toplumdan aldığını bir şeklide gönüllükle verebilir. Haftada herkes 2 saat gönüllü olsa sonuç nasıl olurdu? Farkındalığa ve gönüllülüğe davet ediyorum!

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.