‘Bal tutan parmağını yalar’ kafası

Dürüstlük ve ahlak toplumun en önde gelen ve herkes de olması gereken özellikleri. İşçisinin mesai ücretinin üzerine yatan patrondan, süte su katan mahalle sütçüsünden tut da, malzemeden çalan müteahhite, tağşişli gıda üretimi yapan firmalara, önce bindirim sonra indirim yapan sahte indirim mağazalarına, sebzenin meyvenin iyisini ön sıraya dizip arkadan çürükleri poşete dolduran pazarcıya, internete cep telefonu ilanı koyup kargo ile salatalık gönderen üçkâğıtçıya, enflasyonu bahane edip fırsatçılıkla zam yapan esnafa, kuzu eti diye millete at eşek eti yediren lokantacıya ve kasaba kadar neler duyduk, neler gördük, neler yaşadık ve halen de yaşamaya devam ediyoruz.

Maneviyat duyguları ile dolu mübarek Ramazan ayındayız. Mümkün olduğunca orucumuzu tutup, İslam'ın 5 şartından birini yerine getirmeye gayret gösteriyoruz. Önemli bir gerçek var ki; din toplum üzerinde, düzeni, hakkı, hukuku, eşitliği sağlamak için en önemli etkenlerden. Amma velakin, ahlak yoksunluğu varsa, din adına yapılan ibadetlerin de geçerliliği tartışılır. Yukarıdaki ahlak bozukluğu örnekleri toplumun bir bölümünü etkiler, daha üst düzeydeki bozukluklar ise halkın geneline ve devlete büyük zarar verir.

RÜŞVET VE YOLSUZLUK

Son zamanlarda gündem belediyelere yapılan rüşvet ve yolsuzluk operasyonları ile meşgul. Siyasi parti ayrımı yapmak doğru olmaz, çünkü konu bugüne özel değil, yıllardan beri yaşadığımız önemli bir sorun. Sadece belediyelerde değil devletin birçok kurumunda yapılan yolsuzluklar, alınan rüşvetler 7'den 70'e hepimize zarar veriyor.

2022 Ağustos ayına döndüğümüzde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı Sosyal Güvenlik Kurumu'nda gündeme gelen yolsuzluk iddiaları ile ilgili suç duyurusu üzerine soruşturma başlatmıştı. Yapılan incelemeler sonucu, SGK'nın ilaç ve tıbbi cihaz alımında ciddi zarara uğratıldığı tespit edilmişti. 2024 yılında da, Mersin Gümrük İdaresi çalışanlarına yönelik soruşturma kapsamında, rüşvet ile iş yapan birçoğu devlet memuru, 91 kişi tutuklanıp cezaevine gönderilmişti.

2013 yılında Mudanya Belediyesi'ne yapılan yolsuzluk operasyonunda 16 kişi tutuklanarak hapis cezası almıştı. Bu yılın şubat ayında da İstanbul Kartal ilçesi belediyesine yönelik ihale yolsuzluğu soruşturmasında savcılık, 21 şüpheliyi belediyeye ait 44 taşınmazın usulsüz olarak kiraya verilmesi ile ilgili suçlayarak dava açmıştı. Daha da eskilere gidecek olursak, Bülent Ecevit başkanlığında kurulan 42. hükümette Gümrük Ve Tekel Bakanı olan Tuncay Mataracı, rüşvet almak suçundan yargılanıp, 1982 yılında, 43 yıl ağır hapis cezası almıştı.

Bu örnekleri çoğaltmaya kalkarsak bize ayrılan sütunlar yetersiz kalır. Pazarcısından, memuruna, belediye başkanından, bakanına ahlak bozukluğunun yaşandığı bir toplumda ilerleme kaydedilmesi ne yazık ki çok zor. Özellikle devlet kademelerinde yaşanan rüşvet ve yolsuzluk hadiseleri "Tüyü bitmemiş yetimin hakkıdır" cümlesi ile dile getirdiğimiz vicdani durumu tüm halkımıza yaşatıyor. Siyasi olarak benim adamım, senin adamın demeden ucu nereye uzanırsa uzansın, rüşvet ve yolsuzluğu meydana çıkartacak tüm soruşturma ve operasyonların destekçisi olmak bizden sonraki nesiller için asli görevimiz.

SAĞLICAKLA KALIN