Uluslararası Bursa Festivali 7 Temmuz’da başlayacak ve 31 Temmuz’a kadar devam edecek.
Bu yıl 61’incisi düzenleniyor.
Yine çok popüler isimlerin konserleri olacak: Yıldız Tilbe’den Muazzez Ersoy’a, Özcan Deniz’den Melike Şahin’e, Shantal’dan Madrigal’a…
Ancak benim en çok dikkatimi çeken, festivalde Shakespeare’in ünlü trajedisi ’Richard’ tiyatro oyununun da sahneleneceği.
Orijinalinde İngiltere Kralı III. Richard'ın hayatının anlatıldığı oyun William Shakespeare'in ilk oyunlarından biri olarak kabul ediliyor. 1590’lı yıllarda yazdığı düşünülüyor.
Oyunun Özgün adı, ‘The life and Death of King Richard III’.
Pek çok edebiyat ve tiyatro otoritesi tarafından Shakespeare'in en önemli oyunlarından biri olduğu kabul ediliyor.
Bursa’da 26 Temmuz’da oynanacak olan ‘Richard’ oyunu, ‘W. Shakespeare III. Richard, Berna Moran’ çevirisinden uyarlanmış.
Yazan, Yöneten Okan Bayülgen.
Bayülgen aynı zamanda oyunda Richard karakterine hayat veriyor.
Peki, Richard oyununda ne anlatılıyor?
Bursa Turizm ve Kültür Vakfı internet sitesinde oyunun tanıtım metninden bir bölüm şöyle:
“Yıl 2012. Kral III. Richard'ın kemikleri Leicester'da bir otoparkta bulunur. Kemiklerin adli tıp uzmanlarınca araştırılıp, kanıtlanması uzun bir zaman alacaktır. Londra’da çoğunlukla sıra dışı sanat oyunları üreten küçük bir tiyatro ise aynı dönemde istek üzerine III. Richard oynayacaktır. Bu arada tiyatroya sığınan ve polis tarafından aranan kimliksiz kriminal bir adam vardır…”
İşte asıl olaylar bu kimliksiz adamın tiyatroya sığınması ile başlıyor. Var olan düzene karşı kişiliği ile önce Richard olarak tanıtıyor kendini, sonra yönetmen koltuğunu ele geçiriyor…
Okan Bayülgen oyunla alakalı şunları söylüyor:
“Oyunun başında Richard Hell karakteri çıkıyor. Kim bu? Bir sığınmacı. Londra’da pasaportunu yırtmış… Oyun 2012 ile 2015 yılları arasında geçiyor. Neden o yıllarda geçiriyoruz oyunu? Çünkü 2012’de 3. Richard’ın kemiklerini buluyor Rikardiyenler (yani Richard sevenler). Richard Hell doğudan gelmiş, kriminal bir adam. Tarihi Richard ile benzer özellikleri var. Richard bir kraliyet üyesi ama bir öteki. Bizimki de bir öteki, pasaportunu yırtmış ama krallıkta bir yer edinmeye çalışıyor. İkisinin de öteki olma nedeni farklı… Bugünün dünyasına baktığımız zaman, dünyanın yeni sorunları ile ilgili konuşmalıyız. O zaman Shakespeare oynayacaksak yine Shakespeare’i bu sorunsaldan yola çıkarak oynamalıyız…”
Oyunu izlemiş olanların yorumlarından zihni uğraştıran bir oyun olduğunu anlayabilmek mümkün. Hatta bir izleyici, “Kötülüğü ötekileştirmeden ve uzaklaştırmadan, basit seçimler üzerinden hemen içimizde olarak sergileyen değerli bir yorum” olarak bahsetmiş bu oyundan.
Merakla beklediğim, izlemek istediğim bir oyundu Okan Bayülgen’in ‘ Richard’ı.
Bin 590’lı yıllarda yazılmış bir trajedinin bugünün koşullarına nasıl uyarlandığını izleme fikri beni heyecanlandırıyor…