Mehmet Uçum: Yeni anayasanın adı '2023 Anayasası' olmalıdır
Mehmet Uçum: Yeni anayasanın adı '2023 Anayasası' olmalıdır
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, "Hedef 2023 Anayasasıdır. 2023’ten sonra hangi yılda kabul edilirse edilsin Türkiye Yüzyılı'nda kabul edilecek yeni anayasanın adı '2023 Anayasası' olmalıdır" dedi.
Haber Giriş Tarihi: 12.09.2023 18:33
Haber Güncellenme Tarihi: 12.09.2023 18:33
Kaynak:
AA
umhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde düzenlenen "1982 Yerine 2023 Anayasası" sempozyumunda konuştu.
12 Eylül darbesinin mağduru ve çocuk mahkumlarından olduğunu dile getiren Uçum, yeni anayasa konulu bir toplantı düzenlenmesinde görev aldığı için mutluluk duyduğunu söyledi.
Uçum, "Bu durum Türkiye’mizin ve demokrasimizin nereden nereye geldiğinin olağanlaşmış örneklerinden biridir. Bu salonda aramızda bulunan 12 Eylül mağdurları da eminim ki ülke olarak 43 yılda katettiğimiz yolu bu sürecin emektarları ve canlı şahitleri olarak takdir ediyorlardır. Ülkemizin bu gelişimini yeni bir aşamaya taşımak için, Cumhuriyetimizin 100. yılını taçlandırmak için, Türkiye Yüzyılı'nı görkemli bir şekilde başlatmak için artık hedefimiz yeni anayasadır." şeklinde konuştu.
"Yeni anayasa talebi her zaman ülke gündeminde yer aldı"
Türkiye’de 1987'den bu yana 36 yıldır yeni ve sivil anayasa talebi olduğunu belirten Uçum, o tarihten bu yana 23 kez değişiklik yapılmasına ve 19'u yürürlüğe girmesine rağmen yeni anayasa talebinin ülke gündeminde çeşitli seviyelerde her zaman yer aldığını kaydetti.
Uçum, "Hem darbe ürünü olan hem de bu kadar çok değişikliğe uğrayıp bütün iç tutarlılığını, dil ve terim uyumunu yitirmiş yamalı bohçadan beter bir anayasayla yaşamak Cumhuriyetin 100. Yılında ülkemize yakışan bir durum değildir." dedi.
Yeni anayasa hedefinde sil baştan bir kurgu olmayacağının tüm toplum tarafından kabul gördüğünü belirten Uçum, "Cumhuriyet'in, Cumhuriyetimizin kurucu lideri Atatürk’ün, üniter yapının, adalet ve insan haklarına dayanan, demokratik, laik, sosyal devlet ve hukuk devletinin temel olduğu, resmi dilin Türkçe, bayrağın ay yıldızlı al bayrak, milli marşın İstiklal Marşı, başkentin Ankara olduğu bir anayasa, milletimizin vazgeçilmezidir." ifadelerini kullandı.
Uçum, yeni anayasada halk iradesinin temel kazanımı olan başkanlık sisteminin ve tüm kuvvetler açısından demokratik meşruiyet ilkesinin korunması ve geliştirilmesinin özellikle 14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinden sonra halkın verdiği bir talimata dönüştüğünü vurguladı.
"Halkın talep ve iradesine göre hazırlanan sivil bir anayasa diyebiliriz"
Cumhuriyet'in ilkeleri ve demokratik birikimlerin, yeni anayasanın oluşturulmasında en sağlam temel olacağını söyleyen Uçum, "Bu temel üzerinde yükselecek ve 41 yıl sonra darbe anayasasından tamamen kurtulmamızı sağlayacak, adıyla, felsefesiyle, çağımıza uygun içeriğiyle yeni bir anayasadan söz edebiliriz. Kurumsal yapıların ve seçkinlerin taleplerine ve iradelerine değil halkın talep ve iradesine göre hazırlanan sivil bir anayasa diyebiliriz. Türkiye’nin her ferdinin kendini asli unsuru olarak saydığı kapsayıcı Türk milleti ve Türk vatandaşlığı yaklaşımının esas olduğu kuşatıcı bir anayasayı ifade edebiliriz." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, kişinin her türlü hak ve özgürlüklerinin eksiksiz yer aldığı, sınırlamaların istisna olduğu özgürlükçü bir anayasa vurgusu yapılabileceğini, doğal afetlere karşı insanı koruma amacına hizmet edecek hukuksal tedbirleri içeren koruyucu bir anayasanın ne kadar önemli olduğunun altının çizilebileceğini belirtti.
Toplumda gelir grupları arasındaki farkları yukarıya doğru azaltacak adil bir gelir dağılımı sistemine geçiş gibi birçok sosyal adalet yaklaşımına ve yeni sosyal politikalara imkan veren sosyal bir anayasadan söz edilebileceğini kaydeden Uçum, yeni anayasanın, elektronik demokrasi, elektronik katılım hakkı, halkın milletvekilini geri çağırma hakkı, halkın yasa teklif hakkı, yargılama süreçlerinde halk iradesinin de etkili olacağı yapılar ve fonksiyonlar gibi kurumlar yoluyla gelişkin demokrasiye imkan veren bir anayasayı işaret edebileceğini söyledi.
"Yeni anayasa hedefinde milli anayasa yaklaşımı belirleyicidir"
Uçum, devletin maddi ve manevi varlığını korumayı ve geliştirmeyi güvenceye alan, tam bağımsızlığı bütün boyutlarıyla korumaya ve güçlendirmeye imkan veren milli bir anayasa yaklaşımının esas olması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Her egemen devlet pozitif hukukunu oluştururken ve uygularken beka esaslı bir politik hukuk anlayışıyla hukuk üretimini yapar ve beka anlayışıyla uygular. Nitekim pek çok Batı devletinin yaptığı budur. Beka tehdidi oluşturacak ya da beka tehditlerine zemin ve güç kazandıracak bir hukuk uygulaması evrensel hukuk adına olsa bile egemen bir devlet açısından meşru değildir ve asla kabul edilemez. Bu nedenle yeni anayasa hedefinde milli anayasa yaklaşımı belirleyicidir."
Yeni anayasanın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 400’den fazla oyla kabul edilmesi durumunda bile halkın onayına sunularak yürürlüğe girmesi için genel bir mutabakat olduğunu dile getiren Uçum, yeni anayasanın halkla başlayıp halkla biten bir yapım süreci, demokratik meşruiyet ve şeffaflık açısından en doğru yöntem olarak öne çıktığını da kaydetti.
Yeni anayasanın adı
Türkiye’de anayasaların kabul edildikleri yılın adıyla anıldığını ancak bunun hukuki bir zorunluluk olmadığını, doktriner ve yargısal bir teamül olduğunu söyleyen Uçum, "Bu nedenle Türkiye eğer 2028’e kadar devam edecek TBMM’nin 28. Dönemi'nde yeni bir anayasaya kavuşursa yeni anayasanın, 2024 veya sonraki bir yasama yılında kabul edilse bile 2023 Anayasası olarak adlandırılması çok anlamlı olur. Anayasanın bu şekilde adlandırılacağı başlangıç metni içinde ifade edilebilir. Böylelikle Türkiye Yüzyılı'nın Anayasası '2023 Anayasası' adıyla Cumhuriyet'in Yüzüncü Yılı'nın Anayasası olarak tarihe geçer." şeklinde konuştu.
Uçum, bu sembolizmin Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlılığın, anayasanın içeriğinin yanı sıra adıyla da işaretlenmesi olarak kabul edilebileceğini kaydetti. "Hedef 2023 Anayasasıdır. 2023’ten sonra hangi yılda kabul edilirse edilsin Türkiye Yüzyılı'nda kabul edilecek yeni anayasanın adı '2023 Anayasası' olmalıdır." ifadelerini kullanan Uçum, "Gelin hep birlikte Cumhuriyet'in Yüzüncü Yılı'nı da kapsayan TBMM’nin 28. Yasama döneminde Türkiye Anayasa Mutabakatı (TAM) sağlayalım. Bu kez olsun tam olsun diyelim. Türkiye Yüzyılı'nı yeni anayasayla görkemli bir şekilde başlatalım." dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mehmet Uçum: Yeni anayasanın adı '2023 Anayasası' olmalıdır
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, "Hedef 2023 Anayasasıdır. 2023’ten sonra hangi yılda kabul edilirse edilsin Türkiye Yüzyılı'nda kabul edilecek yeni anayasanın adı '2023 Anayasası' olmalıdır" dedi.
umhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde düzenlenen "1982 Yerine 2023 Anayasası" sempozyumunda konuştu.
12 Eylül darbesinin mağduru ve çocuk mahkumlarından olduğunu dile getiren Uçum, yeni anayasa konulu bir toplantı düzenlenmesinde görev aldığı için mutluluk duyduğunu söyledi.
Uçum, "Bu durum Türkiye’mizin ve demokrasimizin nereden nereye geldiğinin olağanlaşmış örneklerinden biridir. Bu salonda aramızda bulunan 12 Eylül mağdurları da eminim ki ülke olarak 43 yılda katettiğimiz yolu bu sürecin emektarları ve canlı şahitleri olarak takdir ediyorlardır. Ülkemizin bu gelişimini yeni bir aşamaya taşımak için, Cumhuriyetimizin 100. yılını taçlandırmak için, Türkiye Yüzyılı'nı görkemli bir şekilde başlatmak için artık hedefimiz yeni anayasadır." şeklinde konuştu.
"Yeni anayasa talebi her zaman ülke gündeminde yer aldı"
Türkiye’de 1987'den bu yana 36 yıldır yeni ve sivil anayasa talebi olduğunu belirten Uçum, o tarihten bu yana 23 kez değişiklik yapılmasına ve 19'u yürürlüğe girmesine rağmen yeni anayasa talebinin ülke gündeminde çeşitli seviyelerde her zaman yer aldığını kaydetti.
Uçum, "Hem darbe ürünü olan hem de bu kadar çok değişikliğe uğrayıp bütün iç tutarlılığını, dil ve terim uyumunu yitirmiş yamalı bohçadan beter bir anayasayla yaşamak Cumhuriyetin 100. Yılında ülkemize yakışan bir durum değildir." dedi.
Yeni anayasa hedefinde sil baştan bir kurgu olmayacağının tüm toplum tarafından kabul gördüğünü belirten Uçum, "Cumhuriyet'in, Cumhuriyetimizin kurucu lideri Atatürk’ün, üniter yapının, adalet ve insan haklarına dayanan, demokratik, laik, sosyal devlet ve hukuk devletinin temel olduğu, resmi dilin Türkçe, bayrağın ay yıldızlı al bayrak, milli marşın İstiklal Marşı, başkentin Ankara olduğu bir anayasa, milletimizin vazgeçilmezidir." ifadelerini kullandı.
Uçum, yeni anayasada halk iradesinin temel kazanımı olan başkanlık sisteminin ve tüm kuvvetler açısından demokratik meşruiyet ilkesinin korunması ve geliştirilmesinin özellikle 14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinden sonra halkın verdiği bir talimata dönüştüğünü vurguladı.
"Halkın talep ve iradesine göre hazırlanan sivil bir anayasa diyebiliriz"
Cumhuriyet'in ilkeleri ve demokratik birikimlerin, yeni anayasanın oluşturulmasında en sağlam temel olacağını söyleyen Uçum, "Bu temel üzerinde yükselecek ve 41 yıl sonra darbe anayasasından tamamen kurtulmamızı sağlayacak, adıyla, felsefesiyle, çağımıza uygun içeriğiyle yeni bir anayasadan söz edebiliriz. Kurumsal yapıların ve seçkinlerin taleplerine ve iradelerine değil halkın talep ve iradesine göre hazırlanan sivil bir anayasa diyebiliriz. Türkiye’nin her ferdinin kendini asli unsuru olarak saydığı kapsayıcı Türk milleti ve Türk vatandaşlığı yaklaşımının esas olduğu kuşatıcı bir anayasayı ifade edebiliriz." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, kişinin her türlü hak ve özgürlüklerinin eksiksiz yer aldığı, sınırlamaların istisna olduğu özgürlükçü bir anayasa vurgusu yapılabileceğini, doğal afetlere karşı insanı koruma amacına hizmet edecek hukuksal tedbirleri içeren koruyucu bir anayasanın ne kadar önemli olduğunun altının çizilebileceğini belirtti.
Toplumda gelir grupları arasındaki farkları yukarıya doğru azaltacak adil bir gelir dağılımı sistemine geçiş gibi birçok sosyal adalet yaklaşımına ve yeni sosyal politikalara imkan veren sosyal bir anayasadan söz edilebileceğini kaydeden Uçum, yeni anayasanın, elektronik demokrasi, elektronik katılım hakkı, halkın milletvekilini geri çağırma hakkı, halkın yasa teklif hakkı, yargılama süreçlerinde halk iradesinin de etkili olacağı yapılar ve fonksiyonlar gibi kurumlar yoluyla gelişkin demokrasiye imkan veren bir anayasayı işaret edebileceğini söyledi.
"Yeni anayasa hedefinde milli anayasa yaklaşımı belirleyicidir"
Uçum, devletin maddi ve manevi varlığını korumayı ve geliştirmeyi güvenceye alan, tam bağımsızlığı bütün boyutlarıyla korumaya ve güçlendirmeye imkan veren milli bir anayasa yaklaşımının esas olması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Her egemen devlet pozitif hukukunu oluştururken ve uygularken beka esaslı bir politik hukuk anlayışıyla hukuk üretimini yapar ve beka anlayışıyla uygular. Nitekim pek çok Batı devletinin yaptığı budur. Beka tehdidi oluşturacak ya da beka tehditlerine zemin ve güç kazandıracak bir hukuk uygulaması evrensel hukuk adına olsa bile egemen bir devlet açısından meşru değildir ve asla kabul edilemez. Bu nedenle yeni anayasa hedefinde milli anayasa yaklaşımı belirleyicidir."
Yeni anayasanın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 400’den fazla oyla kabul edilmesi durumunda bile halkın onayına sunularak yürürlüğe girmesi için genel bir mutabakat olduğunu dile getiren Uçum, yeni anayasanın halkla başlayıp halkla biten bir yapım süreci, demokratik meşruiyet ve şeffaflık açısından en doğru yöntem olarak öne çıktığını da kaydetti.
Yeni anayasanın adı
Türkiye’de anayasaların kabul edildikleri yılın adıyla anıldığını ancak bunun hukuki bir zorunluluk olmadığını, doktriner ve yargısal bir teamül olduğunu söyleyen Uçum, "Bu nedenle Türkiye eğer 2028’e kadar devam edecek TBMM’nin 28. Dönemi'nde yeni bir anayasaya kavuşursa yeni anayasanın, 2024 veya sonraki bir yasama yılında kabul edilse bile 2023 Anayasası olarak adlandırılması çok anlamlı olur. Anayasanın bu şekilde adlandırılacağı başlangıç metni içinde ifade edilebilir. Böylelikle Türkiye Yüzyılı'nın Anayasası '2023 Anayasası' adıyla Cumhuriyet'in Yüzüncü Yılı'nın Anayasası olarak tarihe geçer." şeklinde konuştu.
Uçum, bu sembolizmin Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlılığın, anayasanın içeriğinin yanı sıra adıyla da işaretlenmesi olarak kabul edilebileceğini kaydetti. "Hedef 2023 Anayasasıdır. 2023’ten sonra hangi yılda kabul edilirse edilsin Türkiye Yüzyılı'nda kabul edilecek yeni anayasanın adı '2023 Anayasası' olmalıdır." ifadelerini kullanan Uçum, "Gelin hep birlikte Cumhuriyet'in Yüzüncü Yılı'nı da kapsayan TBMM’nin 28. Yasama döneminde Türkiye Anayasa Mutabakatı (TAM) sağlayalım. Bu kez olsun tam olsun diyelim. Türkiye Yüzyılı'nı yeni anayasayla görkemli bir şekilde başlatalım." dedi.
Kaynak: AA
En Çok Okunan Haberler
Bursa'da kontrolden çıkan otomobil direğe çarptı: 2 yaralı
Türk Kızılay Şam Delegasyon Başkanlığı açıldı
Yolcu otobüsü uçuruma yuvarlandı: 10 ölü, 4 yaralı
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "CHP millilikten ve yerlilikten uzaklaşıyor"
Manchester City'nin kan kaybı sürüyor
Bakan Kacır: "Türk milleti gökyüzüne imzasını attı"
BALKANTÜRKSİAD’da anlamlı sergi
BOSİAD’ta Bowling heyecanı
Mustafakemalpaşa'da Ahmet Taşyürek dönemi