Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Konya’da AK Parti İl Başkanı Hasan Angı’yı ziyaret ederek, teşkilat mensuplarıyla toplantıda bir araya geldi. Partinin il binasında gerçekleştirilen toplantı öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Bakan Bozdağ, Türkiye'nin pek çok hazinesi olduğunu söyleyerek, “Türkiye’nin en büyük hazinesi siyasi istikrar, güçlü iktidar, iyi yönetim ve bunun ülkemize kazandırdığı güven ortamıdır. Eğer bir ülkede siyasi istikrar olur, güçlü iktidar iş başında bulunur, iyi bir yönetim ortaya koyarsa o ülkede güven olur. Güven olan yerdeyse her şey daha iyi hale gelir. Hamdolsun son 20 yılda milletimizin iradesiyle sandıkta bir siyasi istikrar ve güçlü iktidar kuruldu. Şimdi sistem değişikliği de bu güçlü iktidar, siyasi istikrar artık sistemin doğal sonucu olarak ortaya çıktı. Bugün Türkiye'yle uğraşanların ana hedefi bilesiniz ki Türkiye'nin siyasi istikrarını bozmak, güçlü iktidardan Türkiye'yi mahrum etmek, iyi yönetimi ortadan kaldırmak ve bunun doğurduğu güveni yok ederek bambaşka bir noktaya ülkemizi taşımaktır” dedi. “15 seçimde yapamadıklarını bundan sonra da yapamayacaklar” Türkiye'nin siyasi istikrarını, güçlü iktidarını, iyi yönetimini korumanın ve güven ortamının bozulmasına izin vermemenin herkesin hem bireysel hem de Türk milleti olarak ortak yararına olduğunu ifade eden Bakan Bozdağ, “Bu hedefi tutturmak isteyenler çok uğraşıyor. Türkiye'nin büyümesini durdurmak için tek yol olduğunu görüyorlar. Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki ak kadroların iktidarına son vermek. Eğer buna son verirlerse Türkiye'yi de durduracaklarına inanıyorlar. Allah'ın izniyle başarabilecekler mi? Başaramayacaklar. 15 seçimde yapamadıklarını bundan sonra da yapamayacaklar. Şimdi Kılıçdaroğlu zaman zaman, ‘Gel bir televizyona çıkalım, konuşalım, tartışalım. Millet görsün’ diyor. Siyasetin başpehlivanı nereden belli olur? Siyaset meydanından çıkar. Televizyondan başpehlivan mı çıkar? Sandıktan çıkar. 15 seçim olmuş, bu siyaset meydanının eli bükülmez, sırtı yere gelmez. Rakiplerinin sırtını yere değdiren, göbeğine güneşi gösteren siyasetin başpehlivan madalyasını şimdiye kadar elinden alan oldu mu? Yok. Kuşağını elinden alan oldu mu? Yok. Oradan çıkmış konuşuyor. Gel bakalım görüşürüz. Gel o zaman. Sandık ortada. Çık yiğit bir şekilde de ki ‘Ben cumhurbaşkanı adayıyım.’ Hala masa karar verirse aday olurum demek değil. Madem başpehlivanlık istiyorsun, yüreğin de yetiyor, çık meydana ‘Ben de varım, ben de adayım’ de. Rekabet böyle olur. Millet hakem olsun ve kararını millet versin. Sandıktan kaçarak siyasetin meydanında siyasetçinin giydiği kıspeti giymeden buradan başpehlivanlık edasıyla dolaşmaya kimsenin hakkı yoktur. Meydan burada. Halep oradaysa arşın burada. Herkesin bu meydana çıkmasında fayda var. Ama dikkat ederseniz çıkamıyorlar. Şimdi Cumhurbaşkanımızı tek başına yenemeyeceklerini anlayınca birisi diyor ayağından tutarım, öbürü elinden tutarım, öbürü arkadan, öbürü önden 4, 5, 7 kişi bir araya gelmiş, şimdi bir güreş yapacağız. 7’niz değil, yedi düvel gelmiş bir araya Tayyip Bey yenilmemiş, siz mi yeneceksiniz? Cumhurbaşkanımızı seçim meydanlarında yenmenin imkanı yok. Ben bunu söyleyince ‘neden’ diyorlar? Ben de diyorum ki dayısı kuvvetli onun. Dayısı kim diyorlar? Dayısı Türk milleti. Dayısı Türk milleti olanı sandıkta yenecek güç de yok, meydanda geçecek güç de yok. Allah'ın izniyle geçemeyecekler” şeklinde konuştu. “Eskiye dönmeyi umut olarak milletin önüne koyanlar bu milletin basiretiyle alay ediyor” Muhalefetin söylediklerine itibar etmemek gerektiğini söyleyen Bekir Bozdağ, “Çünkü her şeyi milletimizi aldatmak, onların iradesini manipüle ederek sandıkta kendilerine oy vermek için yapıyorlar. Samimi ortaya koydukları hiçbir şey yok. Bugüne kadar milletin önüne getirdikleri somut bir proje var mı? Yok. Somut bir eser var mı? Yok. Somut bir vaat var mı? Yok. Bol bol konuşuyorlar. Ama nasıl yapacaklarına dair hiçbir şey yok. Bunların milletimizin önüne koydukları, yeni olan hiçbir şey yok. Ne geleceğe dair bir şeyleri var, ne umut olarak söyledikleri bir şey var, ne yeni söyledikleri bir şey var. Artık yeni şey söylemek lazım. Peki bunlar yeni şey söylüyorlar mı? Söylemiyorlar. Ne söylüyorlar? Parlamenter sisteme geri döneceğiz. Başka projeniz var mı? Yok. Bu ne? Eski. Eskiye dönmeyi, geriye, dönmeyi umut olarak milletin önüne koyanlar bu milletin basiretiyle sağduyusuyla adeta alay ediyorlar. Dünyanın neresinde geriye gitmek, ileriye gitmek olarak değerlendiriliyor. Dünyanın neresinde geriye dönüş gelecek olarak değerlendirilir? Dünyanın neresinde eskiyi getirmek yeni bir umut olarak milletin önüne konur? İşte bizim muhalefet bunu yapıyor. Bunların samimiyeti yok. Helalleşme diye geziyorlar, her gün konuşuyorlar. Helalleşme nasıl olur? Onun gereklerini yapmanız lazım. İzmir'de bir belediye başkanı kalkıp bizim ceddimize, atamıza hakaretler saydırırken o belediye başkanına karşı tek kelime etmeyip ecdadına saygısızlık yapmayı büyük bir fikir ve ideoloji olarak benimseyen, onu savunan fikirlerin arkasından durarak mı helalleşeceğiz? Nasıl olacak bu helalleşmek? Memurları tehdit ediyor. Şöyle olacak diyor. Müteahhitleri tehdit ediyor. İhaleye girerseniz başınıza gelmedik kalmaz diyor. Siyasileri tehdit ediyor, hepiniz yargılanacaksınız diyor. Önüne geleni tehdit ediyor. Yani önüne geleni tehdit ederek helalleşebilir mi bir insan? Bir yandan helalleşme diyor çiftçimizi tehdit ediyor. Bir yandan helalleşme diyor. Esnafımızı tehdit ediyor. Öte yandan gazetecilere geldiğimizde ilk sizin gazeteyi kapatacağız diyorlar. Nasıl helalleşeceksiniz? Daha şu anda iktidar yüzü görmeden sahte anketlere kanarak buradan tehdit etmedikleri adam kalmadı neredeyse. Allah muhafaza bunlara bir de güç geçse o zaman ne yapacaklar? Kestirmek mümkün değil. Bakın buradan çok net söylüyorum. Bunların helalleşme dedikleri şey hesaplaşmadır. Helalleşmeyi kazıyın, altındaki gerçek yazının hesaplaşma olduğunu göreceksiniz. Çünkü bunların bütün yaptıkları bizim sahip olduğumuz değerlerle kavga etmektir. Muhafazakar çevrelere, milliyetçi çevrelere şirin görünmek için de bazı şeyler yapıyorlar. İşte bazıları da çıkmış bunlar muhafazakarlarla, milliyetçilerle şöyle olur, böyle olur değerlendirmeleri yapıyorlar. Ama diyanetin 4-6 yaş Kur'an kurslarının karşısında dimdik duran bir CHP'yi görüyorsunuz. Orta Çağ zihniyeti diye eleştiri yapan o zihniyetin temsilcilerini görüyoruz. Nasıl helalleşecek? Milliyetçilerin, muhafazakarların, bu milletin değerlerine saygı duyanların değerleriyle, kavgası olanlarla o kavgayı bırakıp onlara sevgi ve saygıyı ifade etmedikçe bunların helalleşmesi mümkün değildir. Sadece seçime dönük bir propaganda vasıtasıdır, bir proje helalleşme ritüelinden başka hiçbir şey değildir. Helalleşmenin içini doldurarak yaparsınız. Helalleşmenin gereklerini yaparak yaparsınız. Bunlar onu da yapmıyorlar” ifadelerini kullandı. “Masa çatlar, kırılır, dağılır diye endişe ediyorlar” 6’lı masanın cumhurbaşkanı adayını da henüz bulamadığını kaydeden Bozdağ, “Biz masayı takip ede ede yorulduk. Bunlar toplana toplana yorulmadılar. Yiye yiye doymadılar, birbirine ikram ede ede usanmadılar. Yani masada ne konuşuyorlar, ne ediyorlar bilen eden yok. Dışarı çıkınca 2-3 kelime anlatıyorlar. İçi doğru mudur eğri midir? Bilen yok. Ben şimdi sorarım. Siz yıllarca konuşacaksınız. Cumhurbaşkanının vasıfları şöyle olacak. Özellikleri böyle olacak. Ama kim olacak sorusunu hiç sormayın. Cevabını hiç aramayacaksınız. Bu masadakiler kim cumhurbaşkanı olacak? Adı nedir? Falan isim olur mu, olmaz mı sorusunu birbirine sormaktan korkuyorlar. Masa çatlar, masa kırılır, masa dağılır diye endişe ediyorlar. Daha bir konuyu konuşmaktan endişe ediyorlar. Toplan toplan dağıl. Konuş konuş dağıl. O zaman bunlar bir kararı alamadılar. 4 senedir masadan cumhurbaşkanı adayı ismi çıkaramadılar. Allah muhafaza memleket ciddi sorunlarla karşı karşıya olsa bunlar memleketin bir meselesini oturup müzakere edip kararı alana kadar herhalde atı alan Üsküdar'ı geçer. Bunlar kararsızlar. İrade ortaya koyamıyorlar. Ya iradeleri yok, irade bekliyorlar ya iradeleri var, cesaretleri yok. Niye açıklamıyorsunuz? Yıpranmasınlar diye. O zaman sizin adayınız yıpranmaya müsait biri mi? Açıklayın da çıksın kendini tanıtsın. Projelerini tanıtsın. Millete anlatsın. Yapmayacaklarını söylüyorlar, yapan da yok. Hele bir AK Parti, MHP, Cumhur İttifakı açıklasın. Şimdi Bahçeli de açıklıyor her yerde. Adayımız, kararımız net, adayımız Recep Tayyip Erdoğan diyor ve biz de açıkladık. Buyurun açıklayın. Ben korkarım ki seçim takvimi ilan edilse bile ‘hele bir son güne kadar, YSK'ya isim bildirene kadar biraz daha bekleyelim’ derler diye endişe ediyorum. Yani bu kadar da çekinmemek lazım. Eğer siz bu kadar zayıf bir halkayı aday yapacaksanız o zaman kendiniz bir daha düşünün” dedi. “Kendilerinin emir eli olmayı kabul edecek bir cumhurbaşkanı adayı arıyorlar” Bozdağ şöyle devam etti: “Türkiye'nin yönetimini kendi hür iradesiyle anayasa ve yasalar çerçevesinde yapacak bir cumhurbaşkanı adayı aramıyorlar. Esasında bu 7’li masa kendilerinin yönetimine rıza gösterecek, kendilerinin emir eli olmayı kabul edecek bir cumhurbaşkanı adayı arıyor. Şimdiden konuşuyorlar, protokol yapacağız. Neler yapacak, neler yapmayacak, hangi yetkileri devredecek, hangi yetkileri devretmeyecek, onu konuşuyorlar. Şimdi ben soruyorum. Türkiye neye göre yönetiliyor? Anayasaya göre yönetiliyor. Yasalara göre yönetiliyor. Ama şimdi bunlar anayasayı bir tarafa bırakıyorlar, yasaları bir tarafa bırakıyorlar protokolle memlekete adeta yeni bir anayasa getiriyorlar. Yetkilerini nasıl olur da başkasına devredebilir? Yasa izin vermiyorsa, anayasa izin vermiyorsa şimdiden cumhurbaşkanının yetkilerini anayasaya aykırı bir şekilde nasıl alacaklarını tartışıyorlar. Protokol imzalamadan olmaz. Şunları yapmadan olmaz. O zaman soruyorum. Türkiye'yi sizin cumhurbaşkanı adayınız mı yönetecek? Yoksa bu 7’li masadakiler Türkiye'nin yönetiminde cumhurbaşkanı adayına kayyumluk mu yapacaklar? Kayyum olarak onlar mı yönetecek? Çok net. Eğer böyle bir şey olursa Türkiye'nin 7 tane yöneticisi bir de cumhurbaşkanı adayı 8 tane olacak. Böyle bir yerden hayır gelir mi? Onun için Türkiye'nin geleceğini kurtaracak kadro burada. Allah'ın izniyle yarınları daha iyi hale getirecek kadroda burada. Ben teşkilatlarımıza inanıyorum. Öbür türlü konuşan edenlere, onlara da bakmayın. Onların kendilerine hayrı yok. Milletin derdine deva olacak ellerinde de bir reçetesi yoktur. Reçete varsa yine AK Parti'de, Cumhur İttifakı'nda” şeklinde konuştu. AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı da, önlerinde 2023 seçimleri olduğunu hatırlatarak, “Teşkilatlarımız ile hep beraber bu kutlu yürüyüşü daha üst noktaya taşımak için çaba içindeyiz. Yaz dönemi çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Cenab-ı Hak’tan niyazımız bu çalışmaların bereketli olması. Bu dönemin zorluğunun farkındayız” diye konuştu.