Türkiye'nin Suriye ordusunun İdlib çatışmasızlık bölgesi sınırları dışına çekilmesi için verdiği süre bugün doluyor. 27 Şubat gecesi İblib'te meydana gelen saldırı sonucu 33 askerin yaşımı yitirmesinin ardından yaklaşık iki gün sonra açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ölen asker sayısının 36'ya yükseldiğini bildirdi.
Türkiye, Rusya ile diplomatik çabalarını devam mı ettirecek yoksa kapsamlı bir askeri operasyon mu başlatacak? Ankara'daki ilk değerlendirmeler, "şimdilik" diplomasi yolunun daha ağır bastığını gösteriyor.
27 Şubat saldırısının ardından Türkiye'nin izlediği yol şöyle:
Askeri misilleme:
Türk Silahlı Kuvvetleri, konumu bilinen tüm Suriye askeri pozisyonlarını kapsayacak şekilde kapsamlı bir misilleme saldırısı başlattı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, hava ve kara unsurlarının saldırıları sonucunda Suriye ordusuna önemli kayıplar verdirildiğini iddia etti.
Rusya ile temas:
Kremlin'den yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında gerçekleşen telefon görüşmesinin Türk tarafının istemi üzerinde gerçekleştirildiği kaydedildi. Telefon görüşmesinin ardından zaten Ankara'da bulunan Rus heyeti ile Türk heyeti 3. kez bir araya geldi. Bu adımla Türkiye, 27 Şubat gecesinde yaşanan saldırıda koordinatları bilmesine karşın operasyonu engellememekle suçladığı Rusya'yla köprüleri atmayacağını göstermiş oldu.
NATO'ya çağrı:
Türkiye, İdlib saldırısının ardından Washington Anlaşması'nın 4. Maddesi çerçevesinde NATO'yu fikir alış-verişinde bulunmak üzere olağanüstü toplantıya çağırdı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, toplantı sonunda yaptığı açıklamada, Türkiye'nin yanında olduklarını açıkladı ancak yeni somut askeri adım konusunda bilgi vermedi.
Mülteci uyarısı:
Türkiye, Avrupa ülkelerini İdlib konusunda daha somut adım atmaya zorlamak için mülteci politikasında gevşetmeye gidebileceğinin sinyallerini verdi. Artan göç baskısı konusunda Avrupa'ya mesaj veren Türkiye, durumun daha da kötüleşmesi durumunda kapıları açma konusunda kararlılık göstereceğini gösterdi.
Şimdiya kadar yapılan açıklamalarda Suriye'ye tanınan sürenin doluyor olduğuna değinilmemesi dikkat çekti.
Bundan sonra ne olacak?
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Türk ve Rus heyetlerinin İdlib konusunda Ankara'daki müzakerelerine ilişkin yapılan açıklamada gerilimin azaltılması konusunda mutabık kaldığı bildirildi.
Açıklamada, "Her iki taraf da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından tanınan teröristlerle savaşmaya devam ederken, sahadaki gerilimin azaltılmasında, ayrıca İdlib gerginliği azaltma bölgesi içindeki ve dışındaki sivillerin korunmasında, burada ihtiyacı olan herkese acil insani yardım sağlanması konusunda mutabık kaldılar" ifadeleri kullanıldı.
Öte yandan Erdoğan yaptığı açıklamada Putin'e "Bizi rejimle baş başa bırakın" dediğini aktardı.
Türkiye'nin olası bir operasyonunda Suriye ordusunun yanı sıra Rus ordusuyla da karşı karşıya kalması kaçınılmaz bir senaryo olarak görülüyor. Bu senaryo sadece Türkiye açısından değil NATO müttefikleri açısından da son derece tehlikeli gerilim unsuru olarak görülüyor.