Türkiye, Libya Konferansı'ndan çekildi. Açıklama, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'dan geldi. Oktay, Türkiye'nin İtalya'da düzenlenen Libya Konferansı'ndan, gayriresmi bir toplantı olması ve Türkiye'nin sürecin dışında tutulmak istenmesi sebebiyle çekildiğini söyledi. Fuat Oktay, "Uluslararası toplum maalesef bu sabah tek vücut olamamıştır. Son dakikadaki emri vakisiyle bazıları İtalyan evsahipliğini suiistimal ederek sürece tek taraflı müdahalede bulunmuştur. Kimi ülkelerin süreci kendi çıkarları doğrultusunda sakatlamaya çalışmaları devam ettiği müddetçe Libya'da istikrar sağlanamaz. Libya'nın daha fazla değil daha az dış müdahaleye ihtiyacı vardır. Diğerlerinin aksine biz, Libyalı ve bölgesel tüm aktörlerle geniş diyaloğa açığız. Libya'daki mevcut zorlu durumda sorumluluğu bulunanların ülkenin düzelmesine herhangi bir olumlu katkı yapmaları mümkün değildir. Türkiye'nin yer almadığı bu tür toplantıların sürece katkı sağlaması mümkün değildir. Bu sabah bazı taraflar arasında düzenlenen gayrıresmi toplantı ve bunların Akdeniz bölgesindeki başlıca aktörler olarak sunulması bizim şiddetle karşı çıktığımız çok yanıltıcı ve zarar verici bir yaklaşımdır. Türkiye bu toplantıyı büyük hayal kırıklığıyla terk etmektedir." dedi.
Libya'daki 17 Şubat 2011 devriminin ardından, Ankara yönetimi, Ulusal Geçiş Konseyi'ni "Libya halkının tek temsilcisi" olarak tanımıştı. Trablus'un Ulusal Geçiş Konseyi'nin tam kontrolü altında girmesini takiben de 2 Eylül 2011'de Trablus'a Büyükelçi atayan ilk ülke Türkiye olmuştu.
Türkiye, BM'nin kolaylaştırıcılığında Libya'da yürütülen siyasi diyalog sürecini aktif biçimde destekliyor.
KRİZİN ARKA PLANI
Afrika'nın en büyük petrol rezervlerine sahip ülkesi Libya'da 42 yıllık Muammer Kaddafi dönemi, 17 Şubat 2011'de başlayan ayaklanmaların ardından NATO müdahalesiyle sona erdi. Ancak rakip siyasi otoritelerin neden olduğu istikrarsızlık, geçiş dönemindeki başarısızlıklar ve silahlı grupların yol açtığı şiddet nedeniyle ülke 7 yıldır düzene kavuşamadı.
Libya'da 2014 yılında gerçekleşen tartışmalı seçimlerin ardından başkent Trablus ile doğuda Tobruk kentinde rakip siyasi otoriteler ortaya çıktı.
Trablus-Tobruk ayrımı ülkenin kurumları arasında çekişmeye yol açıyor. İki ayrı merkezin meşruiyet için yarıştığı, rakip ulusal petrol şirketleri, rakip merkez bankaları gibi kurumlar, güvenlik yönünden sıkıntıdaki ülkenin istikrarını daha da zora sokuyor.