Bir süredir geçimsizlik yaşayan çift, boşanmak için karşılıklı boşanma davası açtı. Tarafları dinleyen Aile Mahkemesi, erkeğin eşiyle birlikte yaşadığı evinin anahtarını kendi babasına vermesini 'kusur' saydı. Mahkeme; davalı-karşı davacı erkeğin anahtarı ailesine vermesiyle, evin manevi bağımsızlığını ihlal ettiğine hükmetti. Erkeğin boşanma davasını kabul eden Mahkeme, kadının tazminat taleplerini reddetti. Her iki taraf avukatı da kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, itirazları reddetti. Bu defa davacı-karşı davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası ve reddedilen tazminatlar yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz etti.
Dava dosyasını yeniden değerlendiren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Aile Mahkemesi kararını oy çokluğu ile onadı. Karara şerh koyan daire üyesi ise şu görüşü dile getirdi:
"Mahkemece davalı-karşı davacı erkeğe kusur olarak yüklenen evin anahtarını ailesine vererek evin manevi bağımsızlığını ihlal ettiği vakıasından sonra davacı-karşı davalı kadının evi terk edip, sonra evine dönmesi nedeni ile erkeğin bu kusurunu davacı-karşı davalı kadının affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki davalı-karşı davacı erkeğin evin anahtarını babasından geri aldığı tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Bu vakıa erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinden davalı-karşı davacı erkek kusursuz hale gelecektir. Bu nedenle kararın bozulması gerekir. Sayın çoğunluğun onama kararına yukarıda açıkladığım nedenlerle katılamıyorum."