Girişimcilere sürdürülebilir iş modellerini geliştirmeleri hedefiyle yol haritası çizen Bursa Uludağ Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’nin (Bursa Uludağ TTO) ‘Kozalar Kelebek Olsun Diye’ sloganıyla hayata geçirdiği platformu ULUKOZA, önemli bir çalışmaya daha vesile oldu. Girişimci Doç. Dr. Mustafa Çiftçi, TÜBİTAK 1512 BİGG Programı kapsamında aldığı 200 bin TL hibe desteği ile inek sütündeki ‘mastitis’ hastalığını dakikalar içerisinde teşhis edebilen kit üretti. Dünyada alanında ilk olma niteliği taşıyan teşhis kitinin, düşük maliyetler ile küçük üreticilere avantaj sağlayacağını belirten Doç. Dr. Mustafa Çiftçi, “Teşhis kiti, kalifiye elemana ve laboratuvar ortamına ihtiyaç duymadan tamamen yerli imkânlarla yeni jenerasyona uygun şekilde üretildi. Hastalık, birkaç damla sütün kit üstüne damlatılmasıyla ve elektrik tüketimi olmadan renk değişimi sayesinde analiz edilebiliyor. Taşınabilir özelliğiyle lojistik maliyeti ve zaman kaybının önüne geçilerek hızlı şekilde güvenilir sonuçlar alınabiliyor" dedi. Türkiye’nin süt üretiminde küresel pazarda önemli paya sahip olduğuna da dikkati çeken Doç. Dr. Mustafa Çiftçi, “Ülkemizdeki süt ineği sayısı 18 milyonun üzerinde. Bakteriyel enfeksiyonun sebep olduğu bulaşıcı bir sürü hastalığı türü olan mastitise maruz kalan inek sayısı ise 5,5 milyon civarında. İnek sütü üretiminde dünyada 9’uncu sırada yer alan Türkiye'ye bu hastalığın maliyeti, 210 milyon TL tutarında. Süt ihracatının önündeki engeller, kalite ve standardizasyonun iyileştirilmesi ile aşılabilir. Bu sebeple, kitimizin ülke ekonomisine katkılar sağlamasını hedefliyoruz” diye konuştu. İneklerde görülen mastitis hastalığının küresel boyuttaki maliyetinin 19-32 milyar dolar arasında gerçekleştiğini de kaydeden Çiftçi, “Dünya genelindeki süt ineklerinin yaklaşık yüzde 30’u en az bir kez bu hastalığa yakalanıyor. Süt ve süt ürünlerinde kârlılığı etkileyen hastalıklardan mastisis, ekonomik kaybın en önemli sebebi olarak kabul ediliyor. Erken teşhis ile birlikte ivedilikle uygun bir antibiyotikle tedaviye başlanması çok önemli. Çünkü gecikmiş vakalarda tedavi imkânı oldukça düşüktü” dedi.