Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, yılın son enflasyon raporunu açıklıyor.
Merkez Bankası yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 65,2'ye yükseltti. Önceki raporda tahmin yüzde 60,4 düzeyindeydi.
2023 TAHMİNİ YÜZDE 22,3
Merkez Bankası 2023 sonu tahminini yüzde 19,2'den yüzde 22,3'e çıkardı. 2024 tahmini ise yüzde 8,8 olarak belirlendi.
Kavcıoğlu, Merkez'in enflasyon tahminlerini gösteren grafiğin sonbaharda yüzde 85 civarında zirve yapabileceğini gösterdiğini söyledi.
Kavcıoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar:
Yurt içi iktisadi faaliyet, yaşanan büyük arz şoklarına rağmen, sürdürülebilir bir yapıda ve kesintisiz bir şekilde devam ediyor.
Yılın ikinci yarısına ilişkin göstergeler ihracatın yüksek seviyelerini koruduğuna ve yatırım eğiliminin güçlü kalmayı sürdürdüğüne işaret ediyor.
"ÜÇÜNCÜ ÇEYREKTE SINIRLI YAVAŞLAMA İŞARETİ"
2023 yılına ilişkin büyüme tahminleri önceki rapor dönemine göre küresel ölçekte önemli ölçüde aşağı yöne güncellenmiştir.
Temmuz başından bu yana öncü göstergeler, zayıflayan dış talebin etkisiyle üçüncü çeyrekte büyümede sınırlı bir yavaşlamaya işaret ediyor.
"CARİ DENGEDE İYİLEŞME DEVAM ETTİ"
Yapısal dönüşümün cari denge üzerindeki yansımalarını izlemeye davam ediyoruz. Cari dengedeki iyileşme ikinci çeyrekte de devam etti.
Enerji maliyetlerinin küresel çapta olağanüstü seviyede yükseldiği bu sürecin sonunda enerji fiyatlarının normalleşme eğilimine girmesiyle birlikte ülkemizin büyürken cari fazla verdiği bir dış dengeye kavuşacak.
"İHRACAT ÜZERİNDEKİ AŞAĞI YÖNLÜ RİSKLER ARTTI"
İhracat üzerindeki aşağı yönlü riskler bir önceki rapor dönemine göre arttı.
Ağustos ayı itibarıyla, yatırım ve ihracat kredilerinin toplam ticari krediler içerisindeki payı yüzde 28’i aşarak son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
Yılın üçüncü çeyreğine ilişkin öncü göstergeler, talep koşullarında önceki çeyreğe göre daha ılımlı bir seyre işaret ediyor. Yatırım eğilimleri gücünü koruyor.
Sanayi üretiminde, yakaladığımız ivmenin ve istihdamdaki artışın sürdürülmesi için finansal koşulların, özellikle finansman maliyeti kanalıyla destekleyii olması gerektiğini düşünüyoruz.
Uyguladığımız makroihtiyati tedbirlerin etkinliği sayesinde kredi kompozisyonunda hedefli kredi politikamızla uyumlu değişiklikler gözledik.
"TÜKETİCİ KREDİLERİNİN TİCARİYE ORANI AZALDI"
Kredi faizlerine yönelik devreye alınan makroihtiyati düzenlemeler sonrasında parasal aktarımın desteklendiğini ve TL ticari kredi faizlerinin 10 puan civarına gerilediğini görüyoruz.
Tüketici kredilerinin ticari kredilere olan oranı azalırken, yatırım ve ihracat kredilerinin ticari krediler içerisindeki ağırlığı önemli ölçüde arttı.
Liralaşma stratejimiz çerçevesinde bankacılık sektörünün pasif kompozisyonunda da TL'nin payının artmasını önemsiyoruz.
"FAİZ ARTIŞIYLA KARŞILIK VERMEK ETKİLİ OLMAZ"
Merkez Bankası olarak ekonomi politikalarının kontrol alanının dışında kalan söz konusu arz kaynaklı maliyet baskılarına faiz artırımlarıyla karşılık vermenin etkili olmayacağını değerlendiriyoruz.
Enflasyonun düşmesini üretimi destekleyerek ve üretim gücümüzü artırarak sağlayabiliriz.
Önümüzdeki dönemde TL payının daha da artacağını öngörüyoruz. Dolayısıyla bu kanaldan döviz kurlarındaki istikrara katkı sağlayarak enflasyonu besleyen önemli bir unsuru da kontrol altına almış oluyoruz.
Enflasyonun daha hızlı gerilemesi için beklentilerin ve kur istikrarının dezenflasyon süreciyle uyumlu olmaları gerekiyor.
"SAĞLIKSIZ FİYAT OLUŞUMUNA İZİN VERMEYECEĞİZ"
Firmalarımızın fiyatlama davranışlarında bozulma yaşanmasına ve sağlıksız fiyat oluşumlarına izin vermeyeceğiz. Bunun sonucunda, beklentilerin ve kur istikrarının enflasyondaki düşüşü desteklemesini sağlayacağız.
Enflasyonu bir süreliğine değil, kalıcı olarak ve tamamen düşürecek bir programı sabır ve kararlılıkla uyguluyoruz.
Yaptığımız uygulamalarla tahvil ve ticari kredi faizleri önemli oranda geriledi. Kredi gelişmeleri hedefli kredi politikalarımızla uyumlu seyretti.